2:30
Bir zamanlar Rabbin meleklere: \"Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım.\" demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: \"Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz.\" Allah şöyle dedi: \"Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim.\
2:33
Allah buyurdu: \"Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını.\" Âdem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: \"Dememiş miydim ben size! Ki ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim, A'lem'im. Ve ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim.\
2:33
Allah buyurdu: \"Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını.\" Âdem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: \"Dememiş miydim ben size! Ki ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim, A'lem'im. Ve ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim.\
2:61
Siz şöyle demiştiniz: \"Ey Mûsa, biz bir tek yemeğe asla dayanamayız; bizim için Rabbine dua et de bize yerin bitirdiklerinden, baklasından, acurundan, sarmısağından, mercimeğinden, soğanından çıkarıversin.\" Mûsa şöyle demişti: \"Siz daha aşağı bir nimete daha üstün bir nimeti mi değişmek istiyorsunuz? İnin bir kasabaya; istediğiniz sizin olacaktır.\" Ve üzerlerine zillet, eziklik ve yoksulluk damgası vuruldu, Allah'tan bir gazaba çarpıldılar. Bu böyle oldu, çünkü onlar Allah'ın ayetlerini inkâr ediyor ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. İsyan ettikleri için böyle oldu. Sınır tanımıyor, azgınlık yapıyorlardı.
2:67
Mûsa, toplumuna dedi ki: \"Allah size, bir inek boğazlamanızı emrediyor.\" Dediler ki: \"Sen bizimle alay mı ediyorsun?\" Dedi ki: \"Cahillerden biri olmaktan Allah'a sığınırım.\
2:67
Mûsa, toplumuna dedi ki: \"Allah size, bir inek boğazlamanızı emrediyor.\" Dediler ki: \"Sen bizimle alay mı ediyorsun?\" Dedi ki: \"Cahillerden biri olmaktan Allah'a sığınırım.\
2:68
Şöyle konuştular: \"Çağır Rabbine bizim için, açıklasın bize neymiş o!\" Cevap verdi: \"O diyor ki, bahsettiğim ne yaşlıdır ne de körpe. İkisi arası bir inektir.\" Hadi size emredileni yapın!
2:69
Şöyle dediler: \"Çağır Rabbine bizim için, neymiş onun rengi açıklasın bize.\" Cevap verdi: \"O diyor ki, bahsettiğim, sarı, rengi parlak bir inektir; seyredenlere mutluluk verir.\
2:71
Cevap verdi Mûsa: \"Allah diyor ki, bahsettiğim, boyunduruk yememiş bir inektir; toprağı sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandır. Alaca yoktur onda.\" Dediler ki: \"İşte şimdi gerçeği getirdin.\" Ve ardından onu boğazladılar, az kalsın yapmayacaklardı.
2:113
Yahudiler: \"Hıristiyanlar hiçbir şey üzerinde değil.\" dediler. Hıristiyanlar da: \"Yahudiler hiçbir şey üzerinde değil.\" dediler. Ve bunlar Kitap'ı da okuyup dururlar. İlimden nasibi olmayanlar da aynen onların sözleri gibi söz etti. Tartışmaya girdikleri şey hakkında, aralarında hükmü, kıyamet günü Allah verecektir.
2:118
Bilgiden yoksun olanlar dedi ki: \"Allah bizimle konuşsaydı yahut bize bir mucize gelseydi ya! ...\" Onlardan öncekiler de aynen onların dediği gibi demişti. Kalpleri birbirine benzemiştir. Biz ayetleri, gerçeği apaçık bilmek isteyenler için iyiden iyiye açıklamışızdır.
2:124
Hani Rabbi, İbrahim'i bazı kelimelerle imtihana çekmiş, o da onların hakkını vermişti de Rab şöyle demişti: \"Seni insanlara önder yapacağım.\" İbrahim, \"Soyumdan birilerini de\" deyince Allah: \"Benim ahdim zalimlere ulaşmaz.\" buyurdu.
2:124
Hani Rabbi, İbrahim'i bazı kelimelerle imtihana çekmiş, o da onların hakkını vermişti de Rab şöyle demişti: \"Seni insanlara önder yapacağım.\" İbrahim, \"Soyumdan birilerini de\" deyince Allah: \"Benim ahdim zalimlere ulaşmaz.\" buyurdu.
2:124
Hani Rabbi, İbrahim'i bazı kelimelerle imtihana çekmiş, o da onların hakkını vermişti de Rab şöyle demişti: \"Seni insanlara önder yapacağım.\" İbrahim, \"Soyumdan birilerini de\" deyince Allah: \"Benim ahdim zalimlere ulaşmaz.\" buyurdu.
2:126
İbrahim şöyle yakarmıştı: \"Rabbim! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve âhiret gününe inananlarını çeşitli ürünlerle rızıklandır.\" Rab dedi ki: \"Küfre sapanları az bir nimetle rızıklandırır, sonra da ateş azabına itiveririrm. Ne kötü bir dönüş yeridir o!\
2:131
Rabbi ona, \"Müslüman olup bana teslim ol!\" dediğinde o şu cevabı vermişti: \"Teslim oldum âlemlerin Rabbi'ne!\
2:246
Mûsa'dan sonra İsrailoğullarının kodamanlar meclisini görmedin mi? Kendilerine gelen bir peygambere şöyle demişlerdi: \"Bize bir kral gönder, Allah yolunda çarpışalım.\" Peygamber dedi ki: \"Üstünüze savaş yazılır da savaşmazsanız ne olacak?\" Dediler ki: \"Nasıl olur da Allah yolunda savaşmayız? Yurtlarımızdan çıkarıldık, oğullarımızdan uzak düşürüldük.\" Nihayet, üzerlerine savaş yazıldığında pek azı hariç yüz çevirdiler. Allah, zalimleri çok iyi bilir.
2:247
Peygamberleri onlara dedi ki: \"Allah, Tâlût'u size kral gönderdi.\" Şöyle konuştular: \"O bizim üzerimizde nasıl saltanat kurabilir? Yönetimde biz ondan daha çok hak sahibiyiz. Ona bir mal genişliği de verilmemiştir.\" Peygamber dedi ki: \"Allah onu seçip size üst olarak gönderdi. Onu bilgi ve beden gücü yönünden üstün kıldı.\" Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah, mülkü genişletendir, her şeyi bilendir.
2:249
Tâlût, askerleriyle yola çıkınca dedi ki: \"Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. O halde, ondan içen benden değildir. Ama onu tatmayan bendendir. Eliyle bir avuç alan kişi başka.\" Bunun ardından, pek azı müstesna olmak üzere ondan içtiler. Nihayet o ve onunla beraber iman edenler ırmağı geçtiklerinde şöyle dediler: \"Bugün bizim Câlût'a ve ordusuna karşı hiçbir gücümüz yoktur.\" Allah'a kavuşacaklarını düşünenler ise şöyle konuştular: \"Sayıca az nice topluluk vardır ki, sayıca çok nice topluluğa Allah'ın izniyle galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.\
2:249
Tâlût, askerleriyle yola çıkınca dedi ki: \"Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. O halde, ondan içen benden değildir. Ama onu tatmayan bendendir. Eliyle bir avuç alan kişi başka.\" Bunun ardından, pek azı müstesna olmak üzere ondan içtiler. Nihayet o ve onunla beraber iman edenler ırmağı geçtiklerinde şöyle dediler: \"Bugün bizim Câlût'a ve ordusuna karşı hiçbir gücümüz yoktur.\" Allah'a kavuşacaklarını düşünenler ise şöyle konuştular: \"Sayıca az nice topluluk vardır ki, sayıca çok nice topluluğa Allah'ın izniyle galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.\
2:258
Allah'ın kendisine mülk ve saltanat verdiğini iddia ederek/Allah kendisine mülk- saltanat verdiği için, Rabbi hakkında İbrahim'le çekişeni görmedin mi? İbrahim şöyle demişti: \"Benim Rabbim odur ki, hayat verir ve öldürür.\" O da şöyle demişti: \"Ben de hayat veririm, ben de öldürürüm.\" İbrahim, \"Allah, Güneş'i doğudan getiriyor, hadi sen onu batıdan getir!\" deyince, küfre sapan o adam apışıp kalmıştı. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
2:258
Allah'ın kendisine mülk ve saltanat verdiğini iddia ederek/Allah kendisine mülk- saltanat verdiği için, Rabbi hakkında İbrahim'le çekişeni görmedin mi? İbrahim şöyle demişti: \"Benim Rabbim odur ki, hayat verir ve öldürür.\" O da şöyle demişti: \"Ben de hayat veririm, ben de öldürürüm.\" İbrahim, \"Allah, Güneş'i doğudan getiriyor, hadi sen onu batıdan getir!\" deyince, küfre sapan o adam apışıp kalmıştı. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
2:259
Ya şu kişi gibisini görmedin mi? Çatıları çökmüş, duvarları-damları yere inmiş bir kente uğramıştı da şöyle demişti: \"Allah şurayı ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturacak?\" Bunun üzerine Allah, o kişiyi yüz yıllık bir süre için öldürmüş, sonra diriltmişti. \"Ne kadar bekledin?\" demişti. \"Bir gün veya günün bir kısmı kadar bekledim.\" dedi. \"Hayır, dedi, aksine sen, yüz yıl kaldın. Yiyeceğine, içeceğine bak! Henüz bozulmamış. Eşeğine bak! Seni insanlara bir ibret yapalım diyedir bu. Kemiklere bak, nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra et giydiriyoruz onlara.\" İş kendisi için açıklık kazanınca şöyle dedi o: \"Allah'ın her şeye kadir olduğunu biliyorum.\
2:259
Ya şu kişi gibisini görmedin mi? Çatıları çökmüş, duvarları-damları yere inmiş bir kente uğramıştı da şöyle demişti: \"Allah şurayı ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturacak?\" Bunun üzerine Allah, o kişiyi yüz yıllık bir süre için öldürmüş, sonra diriltmişti. \"Ne kadar bekledin?\" demişti. \"Bir gün veya günün bir kısmı kadar bekledim.\" dedi. \"Hayır, dedi, aksine sen, yüz yıl kaldın. Yiyeceğine, içeceğine bak! Henüz bozulmamış. Eşeğine bak! Seni insanlara bir ibret yapalım diyedir bu. Kemiklere bak, nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra et giydiriyoruz onlara.\" İş kendisi için açıklık kazanınca şöyle dedi o: \"Allah'ın her şeye kadir olduğunu biliyorum.\
2:259
Ya şu kişi gibisini görmedin mi? Çatıları çökmüş, duvarları-damları yere inmiş bir kente uğramıştı da şöyle demişti: \"Allah şurayı ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturacak?\" Bunun üzerine Allah, o kişiyi yüz yıllık bir süre için öldürmüş, sonra diriltmişti. \"Ne kadar bekledin?\" demişti. \"Bir gün veya günün bir kısmı kadar bekledim.\" dedi. \"Hayır, dedi, aksine sen, yüz yıl kaldın. Yiyeceğine, içeceğine bak! Henüz bozulmamış. Eşeğine bak! Seni insanlara bir ibret yapalım diyedir bu. Kemiklere bak, nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra et giydiriyoruz onlara.\" İş kendisi için açıklık kazanınca şöyle dedi o: \"Allah'ın her şeye kadir olduğunu biliyorum.\
2:259
Ya şu kişi gibisini görmedin mi? Çatıları çökmüş, duvarları-damları yere inmiş bir kente uğramıştı da şöyle demişti: \"Allah şurayı ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturacak?\" Bunun üzerine Allah, o kişiyi yüz yıllık bir süre için öldürmüş, sonra diriltmişti. \"Ne kadar bekledin?\" demişti. \"Bir gün veya günün bir kısmı kadar bekledim.\" dedi. \"Hayır, dedi, aksine sen, yüz yıl kaldın. Yiyeceğine, içeceğine bak! Henüz bozulmamış. Eşeğine bak! Seni insanlara bir ibret yapalım diyedir bu. Kemiklere bak, nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra et giydiriyoruz onlara.\" İş kendisi için açıklık kazanınca şöyle dedi o: \"Allah'ın her şeye kadir olduğunu biliyorum.\
2:260
Hani, İbrahim de şöyle yakarmıştı: \"Rabbim, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?\" \"İnanmadın mı?\" diye sordu. \"İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için ...\" Allah dedi ki: \"Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındırıp alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
2:260
Hani, İbrahim de şöyle yakarmıştı: \"Rabbim, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?\" \"İnanmadın mı?\" diye sordu. \"İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için ...\" Allah dedi ki: \"Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındırıp alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
2:260
Hani, İbrahim de şöyle yakarmıştı: \"Rabbim, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?\" \"İnanmadın mı?\" diye sordu. \"İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için ...\" Allah dedi ki: \"Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındırıp alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
3:37
Allah, onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi besleyip büyüttü. Onu, Zekeriyya'nın korumasına verdi. Zekeriyya, mihrapta onun yanına her girdiğinde, orada bir rızık bulur ve sorardı: \"Meryem, bu sana nereden?\" Meryem de \"Bu, Allah katındandır; çünkü Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır.\" derdi.
3:38
Zekeriyya orada Rabbine yakarmıştı: \"Rabbim, demişti, katından bana tertemiz bir soy bağışla!Sen yakarışı en iyi duyansın!\
3:40
Dedi ki: \"Rabbim, benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme binmiş, karım ise kısır!\" Allah cevap verdi: \"Allah, dilediği şeyi işte böyle yapar!\
3:40
Dedi ki: \"Rabbim, benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme binmiş, karım ise kısır!\" Allah cevap verdi: \"Allah, dilediği şeyi işte böyle yapar!\
3:41
Zekeriyya dedi: \"Rabbim,bana bir belirti ver!\" Allah buyurdu: \"Sana belirti şudur: \"İnsanlarla üç gün, işaretleşme dışında konuşmayacaksın. Rabbini çok an. Akşam-sabah tespih et!\
3:41
Zekeriyya dedi: \"Rabbim,bana bir belirti ver!\" Allah buyurdu: \"Sana belirti şudur: \"İnsanlarla üç gün, işaretleşme dışında konuşmayacaksın. Rabbini çok an. Akşam-sabah tespih et!\
3:47
Meryem dedi ki: \"Rabbim, çocuğum nasıl olur benim? Bana hiçbir insan dokunmadı ki!\" Allah cevap verdi: \"Allah dilediğini işte böyle yaratır! Bir iş ve oluşa karar verdiğinde sadece ona \"Ol!\" der; ve o hemen oluverir.\
3:52
İsa onlardan inkârı sezince şöyle konuştu: \"Allah'a gidişte benim yardımcılarım kim?\" Havâriler dediler ki: \"Biz Allah'ın yardımcılarıyız!Allah'a iman ettik biz!Tanık ol, biz müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız.\
3:52
İsa onlardan inkârı sezince şöyle konuştu: \"Allah'a gidişte benim yardımcılarım kim?\" Havâriler dediler ki: \"Biz Allah'ın yardımcılarıyız!Allah'a iman ettik biz!Tanık ol, biz müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız.\
3:81
Ve unutma ki Allah, peygamberlerden mîsaklarını almış, şöyle demişti: \"Size Kitap'tan ve hikmetten nasip verdim. Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?\". \"Kabul ettik.\" dediler. \"O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım.\" dedi.
3:173
O müminler ki, insanlar kendilerine, \"Halk size karşı bir araya gelmiş, korkun onlardan!\" dediklerinde, bu onların imanını artırdı da şöyle söylediler: \"Allah bize yeter. Ne güzel Vekîl'dir O!\
4:18
Yoksa, kötülükleri yapıp yapıp da her birine ölüm geldiğinde, \"işte şimdi tövbe ettim\" diyenler için tövbe yoktur. Küfre batmış olarak ölenlere de tövbe yoktur. Böylelerine biz korkunç bir azap hazırladık.
5:23
İçine ürperti düşenlerden, Allah'ın nimet verdiği iki adam dedi ki: \"Onların içine kapıdan girin. Oraya girdiğinizde galip geleceksiniz. Eğer inananlar iseniz yalnız Allah'a güvenin.\
5:25
Şöyle yakardı Mûsa: \"Rabbim! Nefsimle kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum. Artık sapıklar topluluğu ile bizim aramızı ayır!\
5:26
Allah dedi ki: \"Orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Yeryüzünde sersem sersem dolaşacaklar. Sen o sapıklar topluluğu için kederlenme.\
5:27
Onlara Âdem'in iki oğlunun haberini de gerçek olarak oku. Hani, ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmişti, ötekinden kabul edilmemişti. \"Seni mutlaka öldüreceğim.\" dedi. Öteki: \"Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder.\" dedi.
5:27
Onlara Âdem'in iki oğlunun haberini de gerçek olarak oku. Hani, ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmişti, ötekinden kabul edilmemişti. \"Seni mutlaka öldüreceğim.\" dedi. Öteki: \"Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder.\" dedi.
5:31
Derken, Allah, kardeşinin cesedini nasıl saklayacağını ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O dedi ki: \"Vay be! Şu karga kadar bile olamıyor muyum ki, kardeşimin cesedini saklayayım.\" Bu arada, pişmanlık duyanlardan olmuştu.
5:114
Meryem oğlu İsa şöyle yakardı: \"Allahım, ey Rabbimiz! Üzerimize gökten bir sofra indir de bizim hem öncekilerimize hem sonrakilerimize bir bayram olsun, senden bir mucize olsun. Rızıklandır bizi! Rızık verenlerin en hayırlısı sensin!\
5:116
Allah şunu da söyledi: \"Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?\" İsa dedi: \"Hâşâ! Tespih ederim seni. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!\
6:30
Rableri huzurunda durdurulduklarını bir görsen! Sordu: \"Gerçek değil miymiş bu?\" Dediler: \"Rabbimize yemin olsun ki, gerçekmiş.\" Dedi: \"O halde, küfre sapmış olmanızdan dolayı tadın azabı.\
6:76
Gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de \"İşte Rabbim bu!\" dedi. Yıldız battığında ise \"Batıp gidenleri sevmem!\" diye konuştu.
6:76
Gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de \"İşte Rabbim bu!\" dedi. Yıldız battığında ise \"Batıp gidenleri sevmem!\" diye konuştu.
6:77
Ay'ı doğar halde görünce, \"Rabbim bu!\" dedi. O batınca da şöyle konuştu: \"Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi sapıtan topluluktan olurdum.\
6:77
Ay'ı doğar halde görünce, \"Rabbim bu!\" dedi. O batınca da şöyle konuştu: \"Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi sapıtan topluluktan olurdum.\
6:78
Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, \"Benim Rabbim bu, bu daha büyük!\" dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: \"Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben.\
6:78
Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, \"Benim Rabbim bu, bu daha büyük!\" dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: \"Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben.\
6:80
Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. O dedi ki: \"Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice herşeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak mısınız?\
6:93
Yalan düzüp Allah'a iftira eden veya kendine bir şey vahyedilmediği halde \"Bana vahyedildi\" diyen kişi ile, \"Allah'ın ayet indirdiği gibi ben de indireceğim\" diyen kimseden daha zalim kim vardır! Bir görsen o zalimleri ölüm dalgaları içindeyken. Melekler ellerini uzatmış, \"Çıkarın canlarınızı!\" diye! Bugün zillet azabıyla cezalandırılacaksınız; çünkü Allah'a karşı gerçek dışı şeyler söylüyorsunuz ve çünkü O'nun ayetlerine karşı büyüklük taslıyordunuz.
6:93
Yalan düzüp Allah'a iftira eden veya kendine bir şey vahyedilmediği halde \"Bana vahyedildi\" diyen kişi ile, \"Allah'ın ayet indirdiği gibi ben de indireceğim\" diyen kimseden daha zalim kim vardır! Bir görsen o zalimleri ölüm dalgaları içindeyken. Melekler ellerini uzatmış, \"Çıkarın canlarınızı!\" diye! Bugün zillet azabıyla cezalandırılacaksınız; çünkü Allah'a karşı gerçek dışı şeyler söylüyorsunuz ve çünkü O'nun ayetlerine karşı büyüklük taslıyordunuz.
6:128
Gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar: \"Ey cinler/görünmez varlıklar topluluğu! Şu insanlara gerçekten çok ettiniz/insanların birçoğuna göz diktiniz.\" Onların insanlardan olan dostları şöyle derler: \"Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlanmıştı. Bizim için belirlediğin sürenin sonuna geldik.\" Buyurur ki: \"Barınağınız ateştir. Allah'ın dilediği zamanlar hariç orada süreklisiniz.\" Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir.
7:12
Allah buyurdu: \"Sana emrettiğimde secde etmeni engelleyen neydi?\" İblis dedi: \"Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın.\
7:12
Allah buyurdu: \"Sana emrettiğimde secde etmeni engelleyen neydi?\" İblis dedi: \"Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın.\
7:13
Buyurdu: \"O halde in oradan. Senin haddine mi orada büyüklük taslamak! Hadi çık! Sen alçaklardansın.\
7:14
Dedi: \"İnsanların diriltileceği güne kadar bana süre ver.\
7:15
Buyurdu: \"Süre verilenlerdensin.\
7:16
Dedi: \"Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım.\
7:18
Allah buyurdu: \"Çık oradan. Yenik düşmüş ve kovulmuş olarak. Onlardan sana uyan olursa yemin olsun ki, cehennemi tamamen sizden dolduracağım.\
7:24
Buyurdu: \"Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde belirli bir süreye kadan mekân tutmanız ve nimetlenmeniz öngörülmüştür.\
7:25
Buyurdu: \"Orada hayat bulacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan çıkarılacaksınız.\
7:38
Allah buyurdu: \"Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan topluluklarıyla iç içe girin bakalım ateşe.\" Her ümmet girdiğinde, yoldaşına/kızkardeşine lanet eder. Nihayet, hepsi orada bir araya gelince, sonrakiler öncekiler için şöyle derler: \"Rabbimiz! Bizi bunlar saptırdılar. Ateş azabını bunlara bir kat daha fazla ver.\" Allah buyurur: \"Her biri için bir kat fazlası var, fakat siz bilmezsiniz!\
7:38
Allah buyurdu: \"Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan topluluklarıyla iç içe girin bakalım ateşe.\" Her ümmet girdiğinde, yoldaşına/kızkardeşine lanet eder. Nihayet, hepsi orada bir araya gelince, sonrakiler öncekiler için şöyle derler: \"Rabbimiz! Bizi bunlar saptırdılar. Ateş azabını bunlara bir kat daha fazla ver.\" Allah buyurur: \"Her biri için bir kat fazlası var, fakat siz bilmezsiniz!\
7:61
Nûh dedi: \"Ey toplumum! Sapıklık falan yok bende. Tam aksine ben, âlemlerin Rabbi'nden bir resulüm.\
7:65
Âd'a da kardeşleri Hûd'u gönderdik. Dedi ki: \"Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilahınız yok. Hâlâ sakınmıyor musunuz?\
7:67
Hûd dedi: \"Ey toplumum! Bende beyinsizlik yok, ben âlemlerin Rabbi'nden bir resulüm.\
7:71
Hûd dedi: \"Rabbinizden bir azap ve gazap indi ya! Haklarında Allah'ın hiçbir kanıt indirmediği, sadece atalarınızın ve sizin uydurduğunuz birtakım isimler hakkında mı benimle çekişiyorsunuz? Bekleyin bakalım, sizinle beraber ben de bekleyenlerdenim.\
7:73
Semûd'a da kardeşleri Sâlih'i gönderdik. Dedi ki: \"Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilahınız yok. Size Rabbinizden bir beyyine/açık bir kanıt gelmiştir. İşte şu; Allah'ın devesi. Sizin için bir mucize. Rahat bırakın onu, Allah'ın toprağında otlasın. Kötü bir niyetle dokunmayın ona. Yoksa korkunç bir azap yakalar sizi.\
7:75
Toplumunun kibre saplanmış kodamanları, içlerinden inanıp da baskı altında tutularak ezilenlere şöyle dediler: \"Siz Sâlih'in, gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?\" Onlar: \"Onun aracılığıyla gönderilene gerçekten inanıyoruz.\" dediler.
7:76
Kibre sapanlar şöyle konuştu: \"Biz sizin inandığınızı inkâr edenleriz.\
7:80
Ve Lût... Toplumuna şöye demişti: \"Sizden önce âlemlerden hiçbirinin yapmadığı bir iğrençliğe mi girişiyorsunuz?\
7:85
Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Şöyle dedi: \"Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Size O'ndan başka ilah yok! Size Rabbinizden açık bir kanıt gelmiştir. Ölçü ve tartıda dürüst davranın. İnsanların eşyasına el koymaya tenezzül etmeyin. Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Eğer inanan insanlarsanız bu sizin için daha hayırlıdır.\
7:88
Toplumunun büyüklük taslayan kodamanları dediler ki: \"Ey Şuayb! Ya kesinlikle milletinize dönersiniz yahut da seni ve seninle birlikte inananları kentimizden mutlaka çıkarırız.\" Dedi ki: \"Ya istemiyorsak; zor ve baskıyla mı?\
7:106
Firavun dedi: \"Bir mucize getirdinse, doğru sözlülerden isen onu ortaya çıkar!\
7:114
\"Evet, dedi, ayrıca siz benim en yakınlarımdan olacaksınız.\
7:116
\"Siz sergileyin.\" dedi. Hünerlerini ortaya atınca, halkın gözlerini büyülediler, onları dehşete düşürdüler. Çok büyük bir büyü sergilediler.
7:123
Firavun dedi ki: \"Demek ben size izin vermeden ona inandınız ha! Bu, şehirde tezgâhladığınız bir tuzaktır ki, bununla şehir halkını oradan çıkarmak peşindesiniz. Yakında anlarsınız.\
7:127
Firavun kavminin kodamanları dediler ki: \"Mûsa'yı ve toplumunu, yeryüzünü fesada verip seni ve ilahlarını terk etsinler diye mi bırakıyorsun?\" Dedi ki Firavun: \"Biz onların oğullarını öldürüp kadınlarını diri bırakacağız/kadınlarının rahimlerini yoklayıp çocuk alacağız/kadınlarına utanç duyulacak şeyler yapacağız. Üstlerine sürekli kahır yağdıracağız.\
7:128
Mûsa kendi toplumuna şöyle dedi: \"Allah'tan yardım dileyin, sabırlı olun. Yeryüzü Allah'ındır, Allah ona, kullarından dilediğini mirasçı kılar. Sonuç, takvaya sarılanlarındır.\
7:129
Dediler ki: \"Senin bize gelişinden önce de işkenceye uğratıldık, gelişinden sonra da.\" Mûsa dedi: \"Rabbinizin, düşmanınızı yok etmesi ve nasıl davranacağınıza bakmak üzere yeryüzünde sizi yöneticiler yapması umulabilir.\
7:138
İsrailoğullarına denizi geçirttik. Özel putlarına tapan bir topluluğa rastladılar. Bunun üzerine: \"Ey Mûsa, dediler, bunların ilahları olduğu gibi sen de bize bir ilah belirle!\" Mûsa dedi: \"Siz cahilliği sürdürmekte olan bir toplumsunuz.\
7:140
Şunu da söyledi: \"Size Allah'tan başa bir ilah mı arayayım? O sizi âlemlere üstün kılmıştır.\
7:143
Mûsa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle yakardı: \"Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni!\" Dedi: \"Asla göremezsin beni! Ama şu dağa bak! Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni göreceksin!\" Rabbi, dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Mûsa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: \"Tespih ederim seni. Tövbe edip sana yöneldim! İman edenlerin ilkiyim ben.\
7:143
Mûsa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle yakardı: \"Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni!\" Dedi: \"Asla göremezsin beni! Ama şu dağa bak! Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni göreceksin!\" Rabbi, dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Mûsa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: \"Tespih ederim seni. Tövbe edip sana yöneldim! İman edenlerin ilkiyim ben.\
7:143
Mûsa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle yakardı: \"Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni!\" Dedi: \"Asla göremezsin beni! Ama şu dağa bak! Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni göreceksin!\" Rabbi, dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Mûsa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: \"Tespih ederim seni. Tövbe edip sana yöneldim! İman edenlerin ilkiyim ben.\
7:144
Allah buyurdu: \"Ey Mûsa! Ben, gönderdiğim vahiylerle, konuşmamla seni seçip yücelttim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol!\
7:150
Mûsa, kızgın ve üzgün bir halde kavmine döndüğünde şöyle dedi: \"Benden sonra arkamdan ne kötü şeyler yaptınız! Rabbinizin emrini bekleyemediniz mi?\" Levhaları yere attı, kardeşinin başını tuttu, kendisine doğru çekiyordu. Kardeşi dedi ki: \"Ey annem oğlu! Bu topluluk beni horlayıp hırpaladı. Nerdeyse canımı alıyorlardı. Bir de sen düşmanları bana güldürme. Beni şu zalim toplulukla bir tutma.\
7:151
Mûsa şöyle yakardı: \"Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla. Rahmetine sok bizi. Sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin.\
7:155
Mûsa, bizimle buluşma vakti için toplumundan yetmiş adam seçti. O şiddetli sarsıntı/korkunç titreşim onları yakalayınca Mûsa şöyle dedi: \"Rabbim, dileseydin, onları da beni de daha önce helâk ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helâk mı edeceksin? Bu iş senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sen bizim Velî'mizsin! O halde affet bizi, acı bize! Sen affedenlerin en hayırlısısın!\
7:156
\"Bize hem bu dünyada güzellik yaz hem de âhirette! Dönüp dolaşıp sana geldik.\" Buyurdu ki: \"Azabıma dilediğimi çarptırırım. Rahmetime gelince, o her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Ben onu; sakınıp korunanlara, zekâtı verenlere, ayetlerimize inananlara yazacağım.\
10:15
Ayetlerimiz onlara açık-seçik parçalar halinde okunduğu zaman, bize ulaşmayı ummayanlar şöyle dediler: \"Bundan başka bir Kur'an getir yahut bunu değiştir.\" De ki: \"Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkuya düşerim.\
10:77
Mûsa dedi ki: \"Gerçek size ulaştığında böyle mi konuşuyorsunuz? Büyü müdür bu? Büyücülerin kurtuluşu yoktur.\
10:80
Büyücüler gelince, Mûsa onlara şöyle dedi: \"Ortaya koyma gücünde olduğunuz şeyleri sergileyin.\
10:81
Onlar hünerlerini ortaya koyunca Mûsa dedi ki: \"Sergilediğiniz şey büyüdür. Allah onu mutlaka hükümsüz kılacaktır. Çünkü Allah, bozguncuların işini düzgün yürütmez.\
10:89
Allah cevap verdi: \"İkinizin duası kabul edildi. Doğruluktan şaşmayın! İlimden nasipsizlerin yolunu izlemeyin!\
10:90
Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun ve ordusu, azgınlık ve düşmanlıkla onları izlemekteydi. Nihayet, boğulma ümüğüne çökünce şöyle dedi: \"İman ettim. İsrailoğullarının inanmış olduğu dışında ilah yok. Ben de O'na teslim olanlardanım.\
11:28
Nûh dedi ki: \"Ey toplumum! Bir düşünün! Ya ben Rabbimden gelen bir beyyine üzerindeysem; katından bana bir rahmet vermiş de o rahmet sizin gözlerinizden saklanmışsa! Siz ona tiksintiyle bakarken, biz sizi ona zorla mı ulaştıracağız?\
11:33
Nûh dedi: \"Onu size, dilediği takdirde ancak Allah getirir, siz de hiçbir engel çıkaramazsınız.\
11:43
Oğlu cevap verdi: \"Bir dağa sığınacağım, beni sudan korur.\" Nûh dedi: \"Allah'ın merhamet ettiği dışında bugün hiç kimse için Allah'ın kararından kurtaracak yoktur.\" Ve ikisi arasına dalga girdi de o, boğulanlar arasına katıldı.
11:43
Oğlu cevap verdi: \"Bir dağa sığınacağım, beni sudan korur.\" Nûh dedi: \"Allah'ın merhamet ettiği dışında bugün hiç kimse için Allah'ın kararından kurtaracak yoktur.\" Ve ikisi arasına dalga girdi de o, boğulanlar arasına katıldı.
11:46
Allah buyurdu: \"Ey Nûh! O, senin ailenden değildi. Yaptığı, iyi olmayan bir işti. Hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme. Cahillerden olmaman hususunda seni uyarırım.\
11:47
Nûh dedi: \"Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum.\
11:50
Âd'a da kardeşleri Hûd'u gönderdik. Dedi ki: \"Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilahınız yok. Siz sadece uydurmalara bel bağlamışsınız.\
11:54
\"Sadece şunu söylüyoruz: 'İlahlarımızdan biri seni kötü çarpmış.\" Hûd dedi: \"Ben Allah'ı tanık tutuyorum, siz de tanık olun ki, ben sizin Allah'a ortak yaptıklarınızdan uzağım.\
11:61
Semûd'a da kardeşleri Sâlih'i gönderdik. Dedi ki: \"Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilahınız yok. Sizi topraktan oluşturan ve size orada ömür geçirten O'dur. Artık O'ndan af dileyin, O'na dönün. Rabbim Karîb'dir, bize çok yakındır; Mucîb'dir, bize cevap verir.\
11:63
Dedi ki: \"Ey kavmim! Hiç düşündünüz mü? Ya ben Rabbimden bir beyyine üzerindeysem, bana kendisinden bir rahmet sunmuşsa! Bu durumda ben O'na isyan edersem, bana Allah'a karşı kim yardım eder? Sizin bana, yıkım ve hüsranı artırmak dışında bir katkınız olamaz.\
11:69
Yemin olsun, resullerimiz İbrahim'e muştu getirip \"Selam!\" demişlerdi. O da \"Selam!\" demiş, fazla beklemeden kızartılmış bir buzağı getirmişti.
11:78
Lût'un kavmi koşarak onun yanına geldi. Bunlar daha önce de kötülükler yapmışlardı. Lût dedi ki: \"Ey toplumum! İşte şunlar kızlarım. Onlar sizin için daha temiz. Allah'tan korkun da misafirlerim önünde beni rezil etmeyin. İçinizde olgun bir adam yok mu?\
11:80
Dedi: \"Ah, size karşı koyacak bir gücüm olsaydı yahut sağlam bir kaleye sığınabilseydim.\
11:84
Medyen'e, kardeşleri Şuayb'ı göndermiştik. Dedi ki: \"Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. O'ndan başka tanrınız yok sizin. Eksik ölçüp yanlış tartmayın. Sizi nimet-bereket içinde görüyorum, ama sizin için sarıp kuşatan bir günün azabından da korkuyorum.\
11:88
Dedi: \"Ey toplumum! Ya ben Rabbimden bir beyyine üzerindeysem, bana, lütfundan güzel bir rızık vermişse!... Size yasakladığım şeylerde, size söylediğimin aksine davranmak istemiyorum. Gücüm ölçüsünde barış ve iyilikten başka bir şey de istemiyorum. Başarım ancak Allah'ın desteğiyledir. Yalnız O'na güvendim ben, yalnız O'na yöneliyorum.\
11:92
Dedi: \"Ey toplumum! Sizce kabilem Allah'tan daha mı güçlü ve onurlu! Allah'ı arkanıza atıp dışlanmış hale getirdiniz. Rabbim, yapıp ettiklerinizi çepeçevre kuşatmıştır.\
12:5
\"Yavrucuğum, dedi, rüyanı kardeşlerine anlatma; sonra sana bir oyun oynarlar. Hiç kuşkusuz şeytan, insan için açık bir düşmandır.\
12:10
İçlerinden söz alan biri şöyle konuştu: \"Yûsuf'u öldürmeyin. Onu bir kuyunun dibine bırakın; gelip geçen kafilelerden biri onu bulup alır. Yapacaksanız böyle yapın!\
12:13
Dedi ki: \"Onu götürmeniz beni çok çok üzer. Ve korkarım ki siz ondan habersiz bir haldeyken onu kurt yer.\
12:18
Yûsuf'un gömleği üstüne sahte bir kan çalmışlardı, getirdiler. Babaları dedi ki: \"İş, söylediğiniz gibi değil. Nefisleriniz sizi aldatıp bir işe itmiş. Artık bana düşen, güzelce sabretmek. Anlattıklarınıza karşı yalnız Müsteân olan Allah'tan yardım istenir.\
12:19
Bir yolcu kafilesi gelmişti. Sucularını gönderdiler. O da kovasını sarkıttı. \"Müjde! Bu bir oğlan!\" diye haykırdı. Ticaret maksadıyla onu sakladılar. Allah ne yaptıklarını çok iyi biliyordu.
12:23
Yûsuf'un, evinde kaldığı kadın, onun nefsinden gönlünü tatmin etmek istedi. Kapıları kilitledi, \"Hadi gel!\" dedi. Yûsuf: \"Allah'a sığınırım, Rabbim beni güzel bir barınağa kavuşturmuştur. Zalimler iflah etmez.\" dedi.
12:26
Yûsuf dedi ki: \"O, gönlünü eğlendirmek için beni kullanmak istedi.\" Kadının ailesinden bir tanık da şu yolda tanıklık etti: \"Eğer erkeğin gömleği önden yırtılmışsa kadın doğru söylüyor, bu durumda erkek yalancılardandır.
12:28
Gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu görünce şöyle konuştu: \"Bu sizin tuzaklarınızdandır. Sizin tuzaklarınız gerçekten çok yamandır.\
12:33
Yûsuf dedi: \"Rabbim! Zından benim için bunların beni çağırdığı şeyden daha sevimlidir. Eğer onların oyununu benden uzak tutmazsan onlara meyleder de cahillerden olurum.\
12:36
Onunla birlikte zındana iki genç daha girmişti. Bir tanesi dedi ki: \"Rüyada gördüm, şarap sıkıyordum.\" Öteki de şöyle dedi: \"Ben de gördüm ki, başımın üstünde ekmek taşıyorum, kuşlar ondan yiyor. Bunun yorumunu bize bildir. Biz senin, güzel düşünüp güzel davrananlardan olduğun kanısındayız.\
12:37
Yûsuf dedi ki: \"Rızıklanacağınız herhangi bir yemek size gelmeden önce onun yorumunu ikinize mutlaka bildiririm.\" Bu, Rabbimin bana öğrettiği şeylerdendir. Ben, Allah'a inanmayan ve âhireti de tamamen inkâr eden bir toplumun milletini terk ettim.\
12:47
Yûsuf dedi: \"Alışılageldiği şekliyle yedi yıl ekin ekeceksiniz. Biçtiklerinizden yiyecek kadar az bir miktar alır, gerisini başağında bırakırsınız.\
12:50
Kral: \"Bu yorumu yapanı bana getirin!\" dedi. Elçi kendisine gelince, Yûsuf dedi ki: \" Rab edindiğin kişiye dön de sor bakalım, o ellerini kesen kadınların derdi neydi? Rabbim, o kadınların hilelerini çok iyi bilmektedir.\
12:51
Kral dedi: \"Yûsuf'un nefsinden murat almak istediğinizde, derdiniz ne idi?\" Dediler ki: \"Allah şahit, biz onun hiçbir kötülüğünü bilmiyoruz.\" Aziz'in karısı dedi ki: \"İşte şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onunla gönül eğlendirmek istemiştim. O, özü-sözü doğru insanlardandı.\
12:54
Kral dedi ki: \"Onu bana getirin, kendime özel dost edineyim.\" Yusuf'la konuşunca da şöyle dedi: \"Artık bugün yanımızda mevkii olan, güvenilir bir dostsun.\
12:55
Yûsuf dedi ki: \"Beni ülke hazinelerine bakan yap. Ben iyi bir koruyucuyum; bilgiliyim.\
12:59
Onların yüklerini hazırlatıp bağlatınca şöyle konuştu: \"Sizin, aynı babadan bir kardeşiniz var, onu bana getirin. Görüyorsunuz, ben ölçüyü titizlikle yerine getiriyorum. Ben, konukseverlerin de en hayırlısıyım.\
12:64
Dedi: \" Daha önce kardeşi için güvendiğim gibi yine güveneyim size, değil mi? Hâfız,koruyucu olarak Allah'tır en hayırlı olan. Merhamet edenlerin en merhametlisi de O'dur.\
12:66
Yakub dedi: \"Hepinizin çepeçevre kuşatılması müstesna, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah'tan bir garanti vermedikçe, onu sizinle asla göndermem.\" Kardeşler ona garanti verince şöyle dedi: \"Şu söylediğinize Allah Vekîl'dir.\
12:66
Yakub dedi: \"Hepinizin çepeçevre kuşatılması müstesna, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah'tan bir garanti vermedikçe, onu sizinle asla göndermem.\" Kardeşler ona garanti verince şöyle dedi: \"Şu söylediğinize Allah Vekîl'dir.\
12:69
Kardeşler Yûsuf'un yanına girdiklerinde, Yûsuf öz kardeşini yanına çekip dedi: \"Şu bir gerçek ki, ben senin kardeşinim. Onların yapıp ettiklerine üzülme.\
12:77
Kardeşler dediler ki: \"Bu çaldı ya, bundan önce de onun kardeşi çalmıştı.\" Yûsuf bunu içinde sakladı, onlara açıklamadı. Şöyle diyordu: \"Kötü bir konumdasınız. O sizin dilinize doladığınız şeyi Allah daha iyi biliyor.\
12:80
Yûsuf'tan ümidi kesince bir kenara çekilip tartışmaya başladılar. Büyükleri dedi ki: \"Babanızın sizden Allah adına garanti aldığını, daha önce Yûsuf'a yaptığınız haksızlığı bilmez misiniz? Babam bana izin verinceye, yahut da Allah hakkımda hükmedinceye kadar bu ülkeden ayrılmayacağım. Yargıçların en hayırlısıdır O.\
12:83
Yakub dedi ki: \"Hayır, öyle değil, nefisleriniz sizi yine bir işe itmiş. Bana düşen yine güzel bir sabra sarılmak. Bakarsın Allah onların hepsini bana getirir. Çünkü Alîm olan O, Hakîm olan O'dur.\
12:86
Dedi ki: \"Ben, içimi doldurup taşan özlemimi, kederimi Allah'a arz ederim. Ve Allah'ın yardımıyla sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim.\
12:89
Dedi: \"O cahil zamanınızda Yûsuf'a ve kardeşine ne yaptığınızı biliyorsunuz, değil mi?\
12:90
Dediler ki: \"Sen, yoksa sen Yûsuf musun?\" \"Evet, dedi, ben Yûsuf'um. İşte şu da kardeşim. Allah bize lütufta bulundu. Kim Allah'tan korkar, sabrederse Allah güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez.\
12:92
Yûsuf dedi: \"Bugün azarlanmayacaksınız. Allah sizi affeder. O, rahmet edenlerin en merhametlisidir.\
12:94
Kervan oradan ayrılanca, öte yandan babaları şöyle seslendi: \"Yemin olsun, ben Yûsuf'un kokusunu duyuyorum! Umarım bana bunaklık isnat etmezsiniz.\
12:96
Müjdeci gelip gömleği yüzünün üstüne bırakınca, gözü derhal görür hale geldi. Yakub: \"Ben size demedim mi? Allah'ın izniyle sizin bilmediklerinizi bilirim.\" diye konuştu.
12:98
Dedi: \"Rabbimden sizin için af dileyeceğim. Çok affedicidir O, çok merhametlidir!\
15:32
Allah dedi: \"Ey İblis! Sana ne oluyor da secde edenlerle beraber olmuyorsun?\
15:33
Dedi: \"Kuru bir çamurdan, değişken-cıvık bir balçıktan yarattığın bir insana secde etmek için var olmadım.\
15:34
Buyurdu: \"Öyleyse çık oradan, çünkü kovuldun.\
15:36
Dedi: \"Rabbim, onların diriltileceği güne kadar bana süre ver.\
15:37
Buyurdu: \"Hadi, süre verilenlerdensin.\
15:39
Dedi: \"Rabbim! Beni azdırmana yemin ederim ki, yeryüzünde onlar için mutlaka süslemeler yapacağım ve onların tümünü kesinlikle azdıracağım.\
15:41
Buyurdu: \"İşte bana varan dosdoğru yol budur.\
15:52
Hani onun yanına girmişlerdi de \"Selam!\" demişlerdi. O da \"Biz sizden korkuyoruz.\" diye konuşmuştu.
15:54
Dedi: \"İhtiyarlık yakama yapıştıktan sonra mı bana müjde veriyorsunuz! Neye dayanarak müjde veriyorsunuz?\
15:56
Dedi: \"Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden!\
15:57
\"Amacınız nedir ey elçiler?\" diye sordu.
15:62
Lût: \"Siz tanınmayan kimselersiniz.\" dedi.
15:68
Lût dedi: \"Bunlar benim konuklarımdır, aman beni utandırmayın!\
15:71
Lût dedi: \"Eğer bir şey yapacaksanız, işte kızlarım!\
16:27
Sonra, kıyamet günü onları rezil edecek ve diyecek: \"Kendileri için kavga çıkarıp ayrılığa düştüğünüz ortaklarım nerede?\" Kendilerine ilim verilmiş olanlar diyecekler ki: \"Bugün rezillik ve kötülük, gerçeği inkâr edenleredir.\
17:61
Hani, meleklere: \"Âdem'e secde edin!\" demiştik; onlar da secde etmişlerdi. Ama İblis secde etmemiş, şöyle demişti: \"Çamur olarak yarattığın kişiye secde mi ederim?\
17:62
Yine dedi: \"Şu benden üstün kıldığına bir baksana! Yemin olsun, eğer beni kıyamet gününe kadar ertelersen, onun soyunu, pek azı hariç, hükmüm altına alacağım.\
17:63
Allah buyurdu: \"Defol git! Onlardan kim sana uyarsa, cezanız cehennem olacaktır. Ne de mükemmel ceza.\
17:102
Mûsa dedi: \"Yemin olsun, sen bilmektesin ki, bunları, basîretle görülebilecek ibretler halinde/basîretler olarak o, göklerin ve yerin Rabbinden başkası indirmedi. Vallahi ben seni mahvolmuş görüyorum, ey Firavun!\
18:19
İşte böyle! Onları dirilttik ki, birbirlerine sorup dursunlar. İçlerinden biri şöyle konuştu: \"Ne kadar durdunuz?\" Dediler: \"Bir gün yahut günün bir parçası kadar.\" Dediler: \"Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Siz şimdi birinizi şu gümüş para ile kente gönderin de baksın; kentin hangi yiyeceği daha temizse ondan size bir rızık getirsin. Ama nazik ve kurnaz davransın ki, sizi kimseye fark ettirmesin.\
18:35
Ve böylece, öz benliğine zulüm ede ede bağlığına girdi. Şöyle konuştu: \"Bunun sonsuza değin yok olacağını sanmıyorum.\
18:37
Kendisiyle konuşan arkadaşı ona dedi ki: \"Sen, seni topraktan, sonra meniden yaratıp sonra da bir adam olarak biçimlendiren kudrete nankörlük mü ettin?\
18:62
Orayı geçtiklerinde Mûsa, genç arkadaşına dedi ki: \"Hadi, getir şu sabah yemeğimizi. Vallahi bu yolculuğumuz yüzünden epey çektik.\
18:63
Genç adam dedi: \"Bak sen şu işe, hani kayaya sığınmıştık ya, işte o sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana unutturan, şeytandan başkası değildi. Balık, denizin içinde acaip bir biçimde yolunu tuttu.\
18:64
Mûsa: \"Arayıp durduğumuz işte o idi.\" dedi. Bunun üzerine kendi izlerini sürerek gerisingeri döndüler.
18:66
Mûsa ona dedi ki: \"Sana öğretilenden bana da bir olgunluk/bir bilgi öğretmen şartıyla sana tâbi olayım mı?\
18:67
Dedi: \"Doğrusu sen benimle beraberliğe dayanamazsın.\
18:69
Mûsa dedi ki: \"Allah dilerse beni sabırlı bulacaksın; hiçbir işte sana karşı gelmeyeceğim.\
18:70
Dedi: \"Bak, eğer bana uyarsan, ben sana kendisinden bahis açıncaya değin hiçbir şey hakkında bana soru sorma!\
18:71
İkisi birlikte yola koyudular. Bir süre sonra gemiye bindiklerinde, tuttu gemiyi deliverdi. Mûsa dedi: \"İçindekileri boğmak için mi deldin onu? Vallahi korkunç bir iş yaptın!\
18:72
Dedi: \"Ben söylemedim mi, sen benimle beraberliğe asla dayanamazsın!\
18:73
Mûsa dedi: \"Unuttuğum için beni azarlama; bu yaptığımdan dolayı da bana zorluk çıkarma.\
18:74
Yine yola koyuldular. Bir süre sonra bir oğlana rastgeldiler; tuttu onu öldürdü. Mûsa dedi: \"Tertemiz bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın öldürdün ha!? Vallahi çok kötü bir iş yaptın!\
18:75
Dedi: \"Ben sana söylemedim mi, sen benimle beraberliğe asla dayanamazsın.\
18:76
Mûsa dedi ki: \"Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Vallahi, öyle bir durumda benden ayrılmakta mazur sayılacaksın.\
18:77
Yine yola koyuldular. Biraz sonra bir kente geldiler. Kent halkından yemek istediler, ama onlar bu ikisini konuk etmekten çekindiler. Orada, yıkılmayı bekleyen bir duvara rastladılar; genç adam tuttu onu onardı. Mûsa \"İsteseydin buna karşılık bir ücret elbette alırdın.\" dedi.
18:78
Dedi ki: \"İşte bu, seninle benim aramın ayrılmasıdır. Şimdi sana, tahammül edemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim.\
18:87
Dedi: \"Zulmedene azap edeceğiz; sonra Rabbine döndürülecek; O da onu görülmedik bir azaba çeker.\
18:95
Dedi: \"Rabbimin beni içinde tuttuğu imkân ve güç daha üstündür. Siz bana bedensel gücünüzle destek verin de onlarla sizin aranıza çok muhkem bir engel çekeyim.\
18:96
\"Bana demir kütleleri getirin!\" İki ucu tam denkleştirince, \"Körükleyin!\" dedi. Onu ateş haline koyunca da \"Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!\" diye seslendi.
18:96
\"Bana demir kütleleri getirin!\" İki ucu tam denkleştirince, \"Körükleyin!\" dedi. Onu ateş haline koyunca da \"Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!\" diye seslendi.
18:98
Dedi: \"Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır.\
19:4
Şöyle demişti: \"Rabbim, işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Sana yakarma/senin için çağrı yapma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht/zorluk ve şiddet yanlısı olmadım.\
19:8
Dedi: \"Rabbim, benim için oğul nasıl söz konusu olur? Karım, doğurganlığını yitirmiştir, bense yaşlılığın gerçekten en ileri basamağına ulaştım.\
19:9
\"Bu budur.\" dedi. Rabbin şöyle buyurdu: \"Onu yapmak benim için çok kolaydır. Nitekim daha önce de sen hiçbir şey değilken seni yaratmıştım.\
19:9
\"Bu budur.\" dedi. Rabbin şöyle buyurdu: \"Onu yapmak benim için çok kolaydır. Nitekim daha önce de sen hiçbir şey değilken seni yaratmıştım.\
19:10
Dedi: \"Rabbim, bana bir işaret ver.\" Cevap verdi: \"İşaretin, sapasağlam olduğun halde üç gece insanlarla konuşmamandır.\
19:10
Dedi: \"Rabbim, bana bir işaret ver.\" Cevap verdi: \"İşaretin, sapasağlam olduğun halde üç gece insanlarla konuşmamandır.\
19:19
Ruh dedi: \"Ben, sadece Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için buradayım.\
19:21
Dedi: \"İşte böyle! Rabbin buyurdu ki: 'O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu.\
19:21
Dedi: \"İşte böyle! Rabbin buyurdu ki: 'O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu.\
19:30
Sabi dedi: \"Ben Allah'ın kuluyum. O bana kitap verdi, beni peygamber yaptı.\
19:46
Babası dedi: \"Sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun ey İbrahim! Eğer bu işe son vermezsen, vallahi seni taşlarım! Uzun bir süre uzak kal benden!\
19:47
Dedi: \"Selam sana! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır.\
19:73
Onlara ayetlerimiz açık-seçik okunduğunda, inkâr edenler inananlara şöyle derler: \"İki zümreden hangisi makamca daha üstün, meclisce daha güzel?\
20:18
Cevap verdi: \"O, benim asamdır. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma ağaçtan yaprak indiririm. Onda, işime yarayan başka özellikler de vardır.\
20:19
Buyurdu: \"Yere at onu ey Mûsa!\
20:21
Buyurdu: \"Al onu, korkma! Biz onu ilk görünümüne döndüreceğiz.\
20:25
Mûsa dedi: \"Rabbim, göğsümü açıp genişlet;
20:36
Buyurdu: \"İstediğin sana verildi, ey Mûsa!\
20:46
Buyurdu: \"Korkmayın! Ben sizinle beraberim; işitiyorum, görüyorum.\
20:49
Firavun dedi: \"Sizin Rabbiniz kim, ey Mûsa?\
20:50
Mûsa dedi: \"Rabbimiz, herşeye yaratılışını lütfeden, sonra da yol-yordam gösteren kudrettir.\
20:51
Dedi: \"Peki, ilk nesillerin hali ne olacak?\
20:52
\"Onlara ilişkin bilgi, Rabbim katında bir Kitap'tadır. Rabbim ne şaşırır ne de unutur.\
20:57
Şöyle dedi: \"Büyünle bizi, toprağımızdan çıkarasın diye mi geldin, ey Mûsa!\
20:59
Mûsa dedi: \"Bizimle buluşacağınız zaman, süs günü olsun. İnsanlar kuşluk vakti bir araya getirilsin.\
20:61
Mûsa onlara dedi ki: \"Yazıklar olsun size, yalan düzerek Allah'a iftira etmeyin! Yoksa bir azap ile kökünüzü kurutur. İftira eden, perişan olmuştur.\
20:66
Mûsa dedi: \"Hayır, siz atın!\" Bir de ne görsün! Onların ipleri, sopaları, yaptıkları büyüler yüzünden, kendisine gerçekten koşuyorlarmış hayalini verdi.
20:71
Firavun dedi: \"Ben izin vermeden ona inandınız öyle mi? O size, büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Yemin olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve yemin olsun sizi hurma ağaçlarına asacağım. O zaman iyice bileceksiniz, hangimizin azabı daha şiddetli ve sürekli.\
20:84
Dedi: \"Onlar, benim eserim üzerindeler. Ben sana gelmede acele davrandım ki, benden hoşnut olasın, ey Rabbim!\
20:85
Buyurdu: \"Biz senden sonra toplumunu tam bir biçimde imtihan ettik. Sâmirî onları saptırdı.\
20:86
Bunun üzerine Mûsa, öfkeli ve ümidi kırık bir halde kavmine döndü. Dedi: \"Ey toplumum! Rabbiniz size güzel bir vaatte bulunmadı mı? Süre mi size uzun geldi yoksa Rabbinizden üzerinize bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz söze ters davrandınız?\
20:90
Yemin olsun, Hârun daha önce onlara şunu söylemişti: \"Ey kavmim, siz bununla imtihan edildiniz. Sizin Rabbiniz o Rahman'dır. Artık bana uyun, emrime itaat edin!\
20:92
Mûsa dedi: \"Ey Hârun, onların saptıklarını gördüğün zaman seni ne engelledi de,
20:94
Hârun dedi: \"Ey annemin oğlu! Sakalımı, başımı tutma! Ben senin şöyle diyeceğinden korkmuştum: 'Beniisrail arasına ayrılık soktun, sözüme bağlı kalmadın!\
20:95
Mûsa dedi: \"Senin derdin neydi, ey Sâmirî?\
20:96
Sâmirî dedi: \"Onların görmediklerini gördüm. Resulün izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Nefsim bana böylesini hoş gösterdi.\
20:97
Mûsa dedi: \"Defol, çünkü sen, hayatın boyunca 'Bana dokunmayın!' diyeceksin! Ve senin için asla kurtulamayacağın bir hesap zamanı da var. O başını bekleyip durduğun tanrına bir bak! Onu kesinlikle yakacağız, sonra da un-ufak edip denize dökeceğiz.\
20:120
Derken, şeytan ona şöyle diyerek vesvese verdi: \"Ey Âdem! Sana, sonsuzluk ağacıyla eskimez-çökmez mülk ve saltanatı göstereyim mi?\
20:123
Allah dedi: \"İkiniz birlikte inin oradan! Birbirinize düşmansınız. Benden size bir hidayet geldiğinde, benim o hidayetime uyan artık ne sapar ne de bedbaht olur.\
20:125
O der ki: \"Rabbim, beni neden kör haşrettin, ben gören biri idim?\
20:126
Allah buyurur: \"Ayetlerimiz sana geldiğinde sen böyle unutmuştun; bugün de sen aynı şekilde unutuluyorsun.\
21:4
Dedi: \"Rabbim, gökteki sözü de yerdeki sözü de bilir. O, herşeyi duyan, her şeyi bilendir!\
21:54
Dedi: \"Vallahi, siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz.\
21:56
Dedi: \"Hiç de değil! Sizin Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları yaratmıştır. Ben de bunlara tanıklık edenlerdenim.\
21:63
Dedi: \"Hayır, ben değil. Şu büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!\
21:66
İbrahim dedi: \"Siz, Allah'ın berisinden, size hiçbir şekilde yarar sağlamayan, zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz?\
21:112
Resul şöyle yakardı: \"Rabbim, hak ile hükmet! Bizim Rabbimiz Rahman'dır. Sizin nitelendirmelerinize karşı yardımına başvurulandır, Müsteân'dır.\"
23:26
Nûh şöyle yakardı: \"Rabbim, beni yalanlamaları karşısında yardım et bana!\
23:39
O peygamber şöyle yakardı: \"Rabbim, beni yalanlamaları karşısında yardım et bana!\
23:40
Allah buyurdu: \"Biraz sonra kesinlikle pişman olacaklar.\
23:99
Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde şöyle der: \"Rabbim, beni geri döndürün;
23:108
Buyurur: \"Yıkılıp gidin oraya, konuşmayın benimle!\
23:112
Buyurur: \"Yeryüzünde yıllar sayısıyla ne kadar kaldınız?\
23:114
Buyurdu: \"Sadece birazcık kaldınız. Keşke biliyor olsaydınız.\
26:12
Demişti ki Mûsa: \"Rabbim, doğrusu ben, beni yalanlamalarından korkuyorum.\
26:15
\"Hayır, olmaz!\" dediler. \"Ayetlerimizi götürün. Biz sizinleyiz, herşeyi dinlemekteyiz.\
26:18
Firavun dedi: \"Biz seni aramızda, bir çocuk olarak koruyup beslemedik mi? Ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin.\
26:20
Mûsa dedi: \"Onu yaptığım zaman şaşkınlardandım.\
26:23
Firavun dedi: \"Peki, âlemlerin Rabbi kim?\
26:24
Dedi: \"Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbi. Eğer iyice anlayıp inanıyorsanız.\
26:25
Firavun, çevresindekilere dedi: \"Duyuyor musunuz?\
26:26
Mûsa dedi: \"O hem sizin Rabbinizdir hem de önceki atalarınızın Rabbidir.\
26:27
Firavun dedi: \"Şu size gönderilmiş bulunan resulünüz gerçekten tam bir deli.\
26:28
Mûsa dedi: \"Eğer aklınızı işletirseniz O, doğunun, batının ve bunlar arasındakilerin de Rabbidir.\
26:29
Dedi: \"Benden başka ilah edinirsen, yemin olsun seni zındanlıklar arasına atarım.\
26:30
Mûsa dedi: \"Ya sana gerçeği gösteren birşey getirmişsem!\
26:31
Dedi: \"Hadi getir onu ortaya, eğer doğru sözlülerden isen!\
26:34
Firavun, çevresindeki kodamanlar konseyine şöyle dedi: \"Bu adam gerçekten bilgin bir büyücü;
26:42
\"Evet, dedi, siz o zaman benim yakınlarımdan olacaksınız.\
26:43
Mûsa onlara dedi ki: \"Atacağınız şeyi atın!\
26:49
Firavun haykırdı: \"Ben size izin vermeden ona inandınız ha! Anlaşıldı, o sizin hepinize sihirbazlığı öğreten büyüğünüz. Yakında bileceksiniz. Yemin olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlamasına keseceğim ve yemin olsun sizi toptan asacağım.\
26:61
İki topluluk birbirini görecek hale gelince, Mûsa'nın adamları seslendi: \"İşte şimdi yakalandık!\
26:62
Mûsa dedi: \"Hayır, asla! Rabbim benimledir, bana kılavuzluk edecektir.\
26:72
Dedi: \"Yalvarıp yakardığınızda sizi duyuyorlar mı?\
26:75
Dedi: \"Gördünüz mü neye ibadet ediyormuşsunuz!\
26:106
Kardeşleri Nûh onlara şöyle demişti: \"Siz hiç sakınmıyor musunuz/\
26:112
Nûh dedi: \"Onların yaptıklarına ilişkin bir ilmim yok.\
26:117
Nûh şöyle yakardı: \"Rabbim, toplumum beni yalanladı.\
26:142
Kardeşleri Sâlih onlara demişti ki: \"Siz hiç sakınmıyor musunuz?\
26:155
Dedi: \"Şu bir dişi devedir. Onun su içme hakkı var. Belli bir günde su içme hakkı da sizin.\
26:161
Kardeşler Lût onlara şöyle demişti: \"Hâlâ sakınmıyor musunuz?\
26:168
Lût dedi: \"Ben sizin şu yaptığınıza öfkelenenlerdenim.\
26:177
Şuayb onlara demişti ki: \"Hâlâ sakınmıyor musunuz?\
26:188
Şuayb dedi: \"Yapmakta olduğunuzu Rabbim daha iyi bilir.\
27:7
Hatırla o zamanı; Mûsa, ailesine şöyle demişti: \"Ben bir ateş fark ettim. Ondan size bir haber getireceğim, yahut parlak bir kor getireceğim ki ateş yakıp ısınabilesiniz.\
27:27
Süleyman dedi: \"Doğru mu söyledin yoksa yalancılardan mısın, göreceğiz!\
27:36
Elçi, Süleyman'a geldiğinde, o dedi ki: \"Siz bana bir mal ile mi destek veriyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha kıymetlidir. Sizin hediyenizle, benden çok siz ferahlarsınız.\
27:38
Süleyman, kurmaylarına dedi ki: \"Onlar teslim olup huzuruma gelmeden önce, o kadının tahtını hanginiz bana getirebilir?\
27:39
Cinlerden bir ifrit şöyle dedi: \"Sen daha makamından kalkmadan, onu sana getirebilirim. Ben bunu yapacak güçteyim ve gerçekten güvenilir biriyim.\
27:40
Kendinde Kitap'tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi: \"Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm.\" Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: \"Rabbimin lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor. Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Ganî'dir, cömerttir.\
27:40
Kendinde Kitap'tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi: \"Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm.\" Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: \"Rabbimin lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor. Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Ganî'dir, cömerttir.\
27:41
Emir verdi: \"Onun tahtını başkalaştırın, bakalım tanıyacak mı, tanıyamayanların arasına mı girecek?\
27:44
Ona denildi: \"Köşke gir!\" Melike onu görünce su sandı ve baldırlarını açtı. Süleyman dedi ki: \"O, cilalı sırçadan yapılmış bir parlak avlu/zemindir.\" Melike dedi: \"Rabbim, doğrusu ben öz benliğime zulmetmişim. Artık Süleyman'la birlikte, âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oluyorum.\
27:46
Sâlih dedi: \"Ey toplumum! İyilikten önce kötülüğü istemede aceleniz niye? Merhamet görebilmeniz için Allah'tan af dileseniz olmaz mı?\
27:47
Dediler: \"Sen ve beraberindekiler yüzünden başımıza uğursuzluk geldi/sen ve beraberindekileri uğursuzluk belirtisi sayıyoruz.\" Dedi: \"Uğursuzluk kuşunuz Allah katındadır. Daha doğrusu siz, imtihana çekilen bir topluluksunuz.
27:84
Geldiklerinde Allah onlara: \"Ayetlerimizi, ilminiz onları kuşatmadığı halde inkâr mı ettiniz yoksa ne yapıyordunuz?\" der.
28:15
Halkının habersiz olduğu bir sırada kente girdi. Orada iki adam buldu, dövüşüyorlardı. Bu, Mûsa'nın halkından, şu da düşmanlarındandı. Kendi halkından olan, düşmanından olana karşı Mûsa'dan yardım istedi. Mûsa ona bir yumruk indirdirip işini bitirdi. Dedi: \"Bu yaptığım, şeytanın amellerindendir. İnsanı saptıran açık bir düşmandır o.\
28:16
\"Rabbim, öz benliğime zulmettim, beni affet\" diye yakardı da Allah onu affetti. Gafûr O'dur, Rahîm O'dur.
28:17
Dedi: \"Rabbim, bana lütfettiğin nimete yemin ederim ki, bir daha suçlulara asla arka çıkmayacağım.\
28:18
Kentte, korku içinde sabahladı, göz-kulak kesiliyordu. Bir de baktı ki, dün ondan yardım isteyen adam yine onu yardıma çağırıyor. Mûsa ona dedi ki: \"Anlaşıldı, sen, tam azmış bir adamsın.\
28:19
Mûsa, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince o şöyle dedi: \"Dün bir adamı öldürdüğün gibi, bugün de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde zorba olmaktan başka bir şey istemiyorsun. Barışseverlerden olmak gibi bir niyetin yok.\
28:20
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. Dedi: \"Ey Mûsa, kentin ileri gelenleri seni öldürmeyi planlıyorlar. Çık buradan! Ben sana öğüt verenlerdenim.\
28:21
Bunun üzerine Mûsa, oradan korka korka çıktı. Her yanı gözlüyordu. Şöyle yakardı: \"Rabbim, beni şu zalimler topluluğundan kurtar!\
28:22
Medyen tarafına yönelince şöyle dedi: \"Umarım Rabbim beni isabetli bir yola kılavuzlar.\
28:23
Medyen suyuna ulaştığında, su başında halktan bir grup gördü. Hayvanlarını suluyorlardı. Biraz ötelerinde çekingen bir halde duran iki kadın fark etti. \"Derdiniz nedir?\" dedi. \"Şu çobanlar çekilip gidinceye kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Üstelik babamız da ileri yaşta bir ihtiyardır.\" dediler.
28:25
Tam o sırada kadınlardan biri, utangaç bir tavırla yürüyerek ona geldi. Dedi: \"Babam, bizim için yaptığın sulamaya karşılık sana birşeyler vermek üzere seni çağırıyor.\" Mûsa gelip ihtiyara hikâyeyi anlatınca, o dedi ki: \"Korkma, artık zalimler topluluğundan kurtuldun.\
28:27
İhtiyar dedi ki: \"Bana sekiz yıl çalışman şartıyla şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan, o da senden. Seni zora sürmek gibi bir niyetim yok. Allah dilerse beni, barış ve iyilik sever insanlardan bulacaksın.\
28:28
Mûsa dedi: \"Bu seninle benim aramda. İki süreden hangisini tamamlasam bana kızıp darılmak yok. Allah, bizim şu konuştuğumuza Vekîl'dir.\
28:29
Mûsa süreyi bitirip ailesiyle yola çıkınca, Tûr tarafından bir ateş fark etti. Ailesine dedi ki: \"Bekleyin, bir ateş fark ettim. Belki ondan size bir haber getiririm, belki bir ateş koru getiririm de ısınırsınız.\
28:33
Mûsa dedi: \"Rabbim, ben onlardan birini katlettim, bu yüzden beni öldürürler diye korkuyorum.\
28:35
Allah buyurdu: \"Pazunu kardeşinle kuvvetlendireceğiz; size öyle bir güç/kanıt vereceğiz ki size ulaşamayacaklar. Ayetlerimize yemin olsun ki, siz ve size uyanlar, galip gelenler olacaksınız.\
28:63
Üzerlerine hüküm hak olanlar şöyle diyecekler: \"Rabbimiz, azdırdıklarımız işte şunlar! Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Onlardan uzak olduğumuzu sana arz ediyoruz. Zaten onlar sadece bize kulluk/ibadet etmiyorlardı ki!..\
28:78
O dedi: \"Bu servet bana, bendeki bir ilim sayesinde verildi.\" Peki o bilmedi mi ki Allah, önceki nesiller içinden ondan kuvvetçe daha zorlu, sayıca daha çok olanları bile helâk etmiştir. Günahlarının ne olduğu, günahkârlardan sorulmaz.
28:79
Karun, süsü-püsü içinde toplumunun karşısına çıktı. Şu iğreti dünya hayatını amaçlayanlar dediler ki: \"Ah, Karun'a verilenin bir benzeri bize de verilseydi. Gerçekten o, çok nasipli bir adam!\
29:30
Lût dedi: \"Rabbim, şu bozguncular topluluğuna karşı bana yardım et.\
29:32
İbrahim dedi: \"Ama orada Lût var.\" Dediler: \"Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan olacak.\
34:23
O'nun katında, bizzat kendisinin izin verdiği kimseden başkasının şefaatı/kendisinin izin verdiği kimseden başkası için şefaat yarar sağlamaz. Sonunda, kalplerinden korku giderilince: \"Rabbimiz ne dedi?\" derler. \"Hakkı söyledi, O'dur Aliyy, O'dur Kebîr.\
34:32
Büyüklük taslayanlar ise basit görülüp horlananlara şöyle derler: \"Hidayet size geldikten sonra, sizi ondan biz mi geri çevirdik? Hayır, siz kendiniz günahkârlardınız!\
34:34
Biz, hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek, onun servet ve refahla şımaranları mutlaka şöyle demişlerdir: \"Biz, sizin elçilik yaptığınız şeyi inkâr ediyoruz!\
36:20
Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip şöyle dedi: \"Ey topluluk, bu elçilere uyun!\
36:26
\"Gir cennete!\" denildi. Dedi: \"Kavmim bir bilebilseydi?
36:78
Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor: \"Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?\
37:51
İçlerinden bir sözcü şöyle der: \"Benim yakın bir arkadaşım vardı.\
37:54
Dedi: \"Siz de bir araştırır mısınız?\
37:56
Dedi: \"Vallahi, az kalsın sen beni de buralara düşürecektin.\
37:95
İbrahim dedi: \"Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?\
37:102
Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: \"Yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?\" \"Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın.\
37:102
Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: \"Yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?\" \"Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın.\
38:35
Şöyle yakardı: \"Rabbim, affet beni! Benden sonra kimseye yaraşmayacak bir mülk/saltanat ver bana! Kuşkusuz sensin, evet sensin Vahhâb!
38:71
Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: \"Ben çamurdan bir insan yaratacağım.\
38:75
Allah dedi: \"Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan neydi? Burnu büyüklük mü ettin, yoksa yücelenlerden mi oldun?\
38:76
İblis dedi: \"Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın.\
38:77
Buyurdu: \"Hadi, çık oradan! Sen kovulmuş birisin.\
38:79
Dedi: \"Rabbim, o halde insanların diriltileceği güne kadar bana süre ver.\
38:80
Buyurdu: \"Peki, süre verilenlerdensin.\
38:82
Dedi: \"Kudret ve şerefine yemin olsun ki, onların tümünü azdıracağım.\
38:84
Buyurdu: \"İşte bu doğru! Ben de yalnız doğruyu söylerim.\
39:49
İnsana bir zorluk/zarar dokunduğunda bize yalvarır-yakarır; sonra ona bizden bir nimet lütfettiğimizde şöyle der: \"Bu bir ilim sayesinde verildi bana!\" Hayır, öyle değil; o bir fitnedir ama onların çokları bilmiyorlar.
40:29
\"Ey toplumum, bugün bu toprakta, birbirine destek veren insanlar olarak mülk ve yönetim sizin. Peki, karşımıza dikildiği zaman Allah'ın azabından bizi kim kurtaracak?\" Firavun şöyle dedi: \"Ben size kendi fikrimden başkasını göstermem. Ve ben, aydınlık/doğruluk yolundan başkasına da kılavuzlamam.\
40:48
Böbürlenen takım şöyle konuşur: \"Gerçek şu ki, hepimiz ateşin içindeyiz. Allah, kullar arasında hüküm vermiş.\
43:23
İşte böyle! Senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek oranın servetle şımarmış kodamanları mutlaka şöyle demişlerdir: \"Biz atalarımızı bir ümmet/bir din üzerinde bulduk; onların eserlerine uyarak yol alacağız.\
43:24
Uyarıcı dedi: \"Peki, ben size, atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha iyi yol göstereni getirmiş olsam da mı?\" Dediler: \"Doğrusu, biz seninle gönderilen şeyi tanımıyoruz.\
43:38
Sonunda bize geldiğinde, şeytan, yoldaşına şöyle der: \"Keşke aramızda iki doğu arası kadar uzaklık olsaydı. Ne kötü yoldaşmışsın sen!\
43:51
Firavun, toplumu içinde haykırıp şöyle dedi: \"Ey toplumum! Mısır'ın mülk ve yönetimi benim değil mi? İşte şu nehirler benim altımdan akıyor. Görmüyor musunuz?\
43:63
İsa, açık-seçik kanıtlarla geldiğinde şöyle demişti: \"Ben size hikmet getirdim ve tartışıp durduğunuz şeylerin bir kısmını size açıklayayım diye geldim. O halde, Allah'tan sakının ve bana itaat edin!\
43:77
Şöyle seslenecekler: \"Ey Mâlik! Rabbin işimizi bitirversin.\" O şöyle diyecek: \"Bekleyeceksiniz!\
46:7
Herşeyi ayan-beyan gösteren ayetlerimiz onlara okunduğunda, kendilerine gelmiş olan hakkı inkâr edenler şöyle derler: \"Açık bir büyüdür bu!\
46:15
Biz insana, anne-babasına çok iyi davranmasını önerdik. Annesi onu zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet, yiğitlik çağına gelip kırk yıla erdiğinde şöyle der: \"Rabbim; beni, bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt! Soyum içinde, benim için barışı gerçekleştir. Sana yöneldim ben, sana teslim olanlardanım ben!\
46:17
Birisi de ana-babasına: \"Yazık size, benden önce bir yığın nesil gelip geçtiği halde, siz bana, benim diriltileceğimi mi söylüyorsunuz?\" dedi. Onlarsa Allah'a sığınarak, \"Yazıklar olsun; inansana, Allah'ın vaadi haktır\" diye vahlanınca o şöyle dedi: \"Bu, öncekilerin masallarından başkası değil!\
46:23
Dedi: \"İlim, ancak Allah katındadır. Ben size, bana vahyedileni tebliğ ediyorum. Fakat sizin, cahillik edip duran bir toplum olduğunuzu görüyorum.\
48:15
Geri bırakılanlar, ganimetleri almak üzere gittiğiniz zaman şöyle diyecekler: \"İzin verin, biz de size uyalım!\" Onlar Allah'ın kelamını değiştirmek istiyorlar. De ki: \"Bize asla uyamazsınız! Allah önceden de böyle buyurmuştu.\" Bu kez şöyle diyecekler: \"Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz.\" İşin doğrusu şu ki, onlar çok az anlıyorlar/onlar, az bir kısmı hariç, anlamıyorlar.
50:27
Yoldaşı dedi ki: \"Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi.\
50:28
Allah buyurdu: \"Huzurumda çekişmeyin! Ben size uyarıyı çok önceden göndermiştim.\
51:25
Hani, İbrahim'in yanına girmişlerdi de \"Selam!\" demişlerdi. İbrahim: \"Selam! Tanınmayan bir topluluk bu.\" demişti.
51:27
Danayı misafirlerin önüne sürdü. \"Yemez misiniz?\" dedi.
51:30
Dediler ki: \"Rabbin öyle buyurmuştur. Hüküm ve hikmet sahibi O'dur, en iyisini bilen de O'dur.
51:31
İbrahim sordu: \"Amacınız ne, ey elçiler?\
59:16
Durumları, şeytanın durumuna benziyor. Hani, şeytan insana, \"Küfret/inkâr et!\" der, insan küfür ve inkâra sapınca da şöyle konuşur: \"Vallahi ben senden uzağım; ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım!\
59:16
Durumları, şeytanın durumuna benziyor. Hani, şeytan insana, \"Küfret/inkâr et!\" der, insan küfür ve inkâra sapınca da şöyle konuşur: \"Vallahi ben senden uzağım; ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım!\
61:5
Hani, Mûsa, toplumuna şöyle demişti: \"Ey toplumum! Benim size gönderilen Allah elçisi olduğumu bilip durduğunuz halde, beni neden incitiyorsunuz?\" Onlar bozulup sapınca Allah da onların kalplerini eğriltti. Çünkü Allah, sapıklardan oluşmuş bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
61:6
Meryem oğlu İsa'nın da şöyle dediğini hatırla: \"Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın elçisiyim. Benden önce Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmet adında bir elçiyi müjdeleyici olarak gönderildim.\" Fakat İsa'nın müjdelediği elçi onlara apaçık deliller getirdiğinde: \"Bu, katıksız bir büyüdür!\" dediler.
61:14
Ey iman sahipleri! Allah'ın yardımcıları olun! Hani, Meryem oğlu İsa, havarilere: \"Allah'a gidişte benim yardımcılarım kimdir?\" demişti de, havariler: \"Biz, Allah'ın yardımcılarıyız!\" cevabını vermişlerdi. Bunun ardından, İsrailoğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre sapmıştı. Nihayet biz, iman sahiplerini düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler.
61:14
Ey iman sahipleri! Allah'ın yardımcıları olun! Hani, Meryem oğlu İsa, havarilere: \"Allah'a gidişte benim yardımcılarım kimdir?\" demişti de, havariler: \"Biz, Allah'ın yardımcılarıyız!\" cevabını vermişlerdi. Bunun ardından, İsrailoğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre sapmıştı. Nihayet biz, iman sahiplerini düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler.
66:3
Hani, Peygamber, eşlerinden birine bir sözü gizlice söylemişti. Sonra eşi bu sözü duyurup Allah da onu Peygamber'e bildirince, Peygamber sözün bir kısmını açıklamış, bir kısmından vazgeçmişti. Peygamber, sözü eşine bildirdiğinde o: \"Bunu sana kim haber verdi?\" demişti. Peygamber de: \"O her şeyi bilen, her şeyden haberi olan bana bildirdi.\" diye cevaplamıştı.
68:15
Ayetlerimiz ona okunduğunda şöyle der: \"Daha öncekilerin masalları!\
68:28
Ortancaları/ılımlı olanı şöyle dedi: \"Ben size söylemedim mi? Tespih etseydiniz ya!\
71:2
O dedi ki: \"Ey toplumum! Hiç kuşkunuz olmasın, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım.\
71:5
Nûh şöyle yakardı: \"Ey Rabbim! Ben toplumuma gece ve gündüz çağrıda bulundum.\
71:21
Nûh dedi ki: \"Rabbim! Onlar bana isyan ettiler de malı ve çocuğu kendisine hüsrandan başka bir artış getirmeyen kişiye uydular.\
83:13
Ayetlerimiz ona okunduğunda, \"Daha öncekilerin efsaneleri!\" deyiverir.