←Prev   Sad-Ha-Be  Next→ 

ص ح ب
Sad-Ha-Be
Kökün genel değeri.
arkadaşlar , sahib, halk , sahipleri, halkı, ehli , ehlinden, halkından , onların arkadaşları , sahiplerine , sizin sahibiniz, arkadaşınız , sahiplerinde, onların arkadaşlarında , benimle arkadaşlık , bir sahibe, eş , zevce, hanım, eş , sizin arkadaşınız , onun arkadaşı , arkadaşlarını , işte ashab, sahip olanlar , sahibi gibi , için sahipleri, , arkadaşına , ve ashabı , sahib, halk , ve halkı , ve halkı , ve arkadaş, eş , ve eşi , ve ikisini sahip ol , ey sahabe, arkadaşlarım , sahip olunur
   aṣḥābun   (1)

6:71
De ki: \"Allah'ın berisinden, bize yarar da zarar da veremeyecek şeylere mi yakaralım? Allah bize kılavuzluk ettikten sonra ökçelerimiz üstüne geri mi döndürülelim? O kişi gibi, şeytanlar kendisini ayartıp yeryüzünde şaşkın dolaşır hale getirmişlerdir. Oysaki onun, \"Bize gel!\" diye doğruya ve güzele çağıran arkadaşları vardır.\" De ki: \"Allah'ın kılavuzluğudur gerçek kılavuzluk. Âlemlerin Rabbi Allah'a teslim olmakla emrolunduk biz.\

   aṣḥāba   (5)

18:9
Yoksa sen o Ashab-ı Kehf'i, mağara ve kitabe yâranını, bizim ayetlerimizden, hayrete düşüren bir tanesi mi sandın?

74:31
Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; \"Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?\" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir.

36:13
Onlara o kent halkını örnek ver. Hani, elçiler gelmişti oraya.

7:46
İki taraf arasında bir perde, A'raf üzerinde de herkesi yüzlerinden tanıyan erler vardır. Cennet halkı, özleyip durdukları halde henüz ona girmemiş olanlara şöyle seslenirler: \"Selam size!\

4:47
Ey kendilerine kitap verilenler! Biz bir takım yüzleri silip arkalarına çevirmeden, yahut Cumartesi Ashabı'nı lanetlediğimiz gibi onları da lanetlemeden önce, yanınızda bulunanı tasdikleyici olarak indirdiğimize inanın. Allah'ın emri yerine getirilmiş olacaktır.

7:44
Cennet halkı ateş halkına şöyle seslenir: \"Biz, Rabbimiziin bize vaat ettiğini gerçek bulduk. Peki siz, Rabbinizin size vaat ettiğini gerçek buldunuz mu?\" Onlar, \"Evet!\" derler. Aralarından bir duyurucu şunu ilan eder: \"Allah'ın laneti, zalimlerin üzerine olsun!\

74:39
Uğur ve bereket yârânı müstesna.

36:55
O gün cennet halkı bir uğraş içinde eğlenip ferahlamaktadır.

68:17
Biz onları, o bahçe sahiplerini belalandırdığımız gibi belalandırdık. Hani, onlar sabaha çıktıklarında, bahçeyi mutlaka kesip biçeceklerine yemin etmişlerdi.

7:50
Ateş halkı, cennet halkına seslenir: \"Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz da bize akıtın.\" Şu cevabı verirler: \"Allah, o ikisini de, küfre sapanlara haram kılmıştır.\

   aṣḥābu   (5)

26:61
İki topluluk birbirini görecek hale gelince, Mûsa'nın adamları seslendi: \"İşte şimdi yakalandık!\

90:19
Bizim ayetlerimizi tanımayanlara gelince bunlar; şomluk, uğursuzluk yâranıdır.

56:8
İşte uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı?

56:9
İşte şomluk ve bunalım yâranı. Nedir şomluk ve bunalım yâranı?

20:135
De ki: \"Herkes bekleyip gözetlemede; hadi siz de bekleyip gözetleyin! Yakında bileceksiniz dosdoğru yolu izleyenler kimlermiş, hidayete eren kimmiş!\"

22:51
Ayetlerimizi işe yaramaz kılmak için gayret gösterenlere gelince, onlar cehennemin dostlarıdır.

3:116
Küfre sapanlara gelince, onların malları da çocukları da kendilerine Allah'a karşı bir yarar asla sağlamayacaktır. Ateşin dostlarıdır onlar. Sürekli kalacaklardır onun içinde.

13:5
Eğer şaşıyorsan, esas şaşılacak olan onların şu sözüdür: \"Biz toprak olunca mı ve gerçekten mi yeni bir yaratılış içinde bulunacağız?\" Bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. Ve bunlar boyunlarına bukağılar vurulanlardır. Bunlar ateşe dost olanların ta kendileridir; orada uzun süre kalacaklardır.

26:176
Eyke halkı da elçileri yalanladı.

57:19
Allah'a ve resulüne inananlar var ya, özü-sözü doğru kişiler onlardır. Rableri katında tanık olanlar/şehitlik mertebesine erenler de onlardır. Onların ödülleri ve ışıkları vardır. Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemin dostu olacaklardır.

59:20
Ateşin dostlarıyla cennetin dostları bir olmaz. Cennetin dostları, kurtuluşu/zaferi elde edenlerin ta kendileridir.

59:20
Ateşin dostlarıyla cennetin dostları bir olmaz. Cennetin dostları, kurtuluşu/zaferi elde edenlerin ta kendileridir.

2:257
Allah, iman sahiplerinin Velî'sidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tâğuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır. Bunlar cehennemin dostlarıdır. Orada uzun süre kalacaklardır onlar.

7:48
A'raf halkı, yüzlerinden tanıdıkları bazı erkeklere seslenip şöyle derler: \"Bir araya gelmeniz de büyüklük taslamanız da size hiçbir yarar sağlamadı.\

11:23
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yaparak Rablerine içten bir bağlılıkla boyun eğenlere gelince, onlar cennet halkıdırlar. Sürekli kalacaklardır orada.

58:17
Onların malları da çocukları da kendilerine, Allah'a karşı hiçbir şey sağlamaz. Ateş halkıdır onlar.Uzun süre kalcaklardır orada.

10:26
Güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik var. Dahası da var. Onların yüzlerine kara da bulaşmaz, zillet de... Cennetin dostlarıdır onlar; sürekli kalıcıdırlar orada.

10:27
Kötülük kazananlara ise kötülüğün miktarınca karşılık vardır. Ama yüzlerini bir zillet de kaplar. Onları Allah'tan kurtaracak kimse yoktur. Yüzleri gece parçalarından karanlıklarla kaplanmış gibidir. Ateşin dostlarıdır bunlar. Sürekli kalıcıdırlar içinde.

40:43
\"Sizin beni çağırdığınız şeye, ne dünyada ne de âhirette asla ve asla dua edilemez/onun dünyada ve âhirette çağrı hakkı yoktur. Dönüşümüz-varışımız Allah'adır. Aşırılığa sapanlarsa ateş halkının ta kendileridir.\

90:18
İşte böyleleridir uğur ve bereket dostları.

56:27
Uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı?

56:41
Ve şomluk ve uğursuzluk yâranı. Nedir şomluk ve uğursuzluk yâranı?

2:39
Nankörlüğe sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar, ateşin dostu olacaklardır. Onlar orada sürekli kalacaklardır.

2:81
İş onların sandığı gibi değil! Kötülük ve çirkinlik kazanan, suçu kendisini kuşatmış olan kişiler, ateşin dostudurlar. Sürekli kalacaklardır onun içinde.

2:82
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ise cennetin dostudurlar. Onlar da onun içinde sürekli kalacaklardır.

2:275
O ribayı yiyenler, şeytanın bir dokunuşla çarptığı kişinin kalkışından başka türlü kalkamazlar. Bu böyledir, çünkü onlar, \"Alış-veriş de riba gibidir.\" demişlerdir. Oysaki Allah, alış-verişi helal, ribayı haram kılmıştır. Kendisine Rabbinden bir öğüt gelip de yaptığından vazgeçenin geçmişi kendisine, işi Allah'a kalmıştır. Yeniden ribaya dönene gelince, böyleleri ateşin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada.

5:10
Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayara gelince, bunlar cehennemin dostlarıdırlar.

5:86
Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlar da cehennemin dostlarıdır.

7:36
Ayetlerimizi yalanlayıp onlar karşısında burun kıvıranlara gelince, bunlar ateşin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır onun içinde.

7:42
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar -ki biz, her benliğe ancak yaratılış kapasitesi ölçüsünde görev yükleriz- ise cennetin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada.

7:44
Cennet halkı ateş halkına şöyle seslenir: \"Biz, Rabbimiziin bize vaat ettiğini gerçek bulduk. Peki siz, Rabbinizin size vaat ettiğini gerçek buldunuz mu?\" Onlar, \"Evet!\" derler. Aralarından bir duyurucu şunu ilan eder: \"Allah'ın laneti, zalimlerin üzerine olsun!\

7:50
Ateş halkı, cennet halkına seslenir: \"Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz da bize akıtın.\" Şu cevabı verirler: \"Allah, o ikisini de, küfre sapanlara haram kılmıştır.\

9:113
Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere.

15:78
Eyke halkı da gerçekten zalim insanlardı.

15:80
Yemin olsun, Hicr halkı da gönderilen elçileri yalanladı.

25:24
O gün, konakladıkları yer çok hayırlı, dinlenip eğlendikleri yer çok güzel olanlar, cennet halkıdır.

40:6
İşte böyle! Rabbinin, nankörlüğe sapanlar hakkındaki, \"Onlar ateş yâranıdır\" sözü tam gerçekleşti.

46:14
Cennet halkıdır onlar. Yapıp ettiklerine karşılık olarak sürekli kalacaklardır orada.

64:10
Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar, içinde uzun süre kalacakları ateşin dostlarıdır. Ne kötü dönüş yeridir orası!

85:4
Ki gebertildi o hendekçi grup/o kamçıları hendek gibi iz bırakan herifler,

2:217
Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar. De ki: \"O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır.\" Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidat edip dininden döner de kâfir olarak ölürse böylelerinin amelleri dünyada da âhirette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada.

   aṣḥābi   (1)

46:16
Bunlar, cennet halkı arasında o kimselerdir ki, yaptıklarının en güzelini kabul ederiz, çirkinliklerini görmezlikten geliriz. Bu onlara verilmiş olan şaşmaz vaattir.

39:8
İnsana bir zarar/zorluk dokununca, Rabbine yönelerek O'na dua eder. Sonra ona bir nimet lütfettiğinde, önceden O'na yalvarmakta olduğunu unutur, O'nun yolundan saptırmak için Allah'a eşler, ortaklar isnat eder. De ki: \"Birazcık nimetlen küfrünle! Hiç kuşkusuz, sen, ateş halkındansın.\

5:29
\"Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da senin günahını da yüklenip ateş halkından olasın. İşte budur zalimlerin cezası!\

35:6
Şu bir gerçek ki, şeytan sizin için bir düşmandır. O halde siz de onu düşman tutun. Hiç kuşkusuz, o kendi hizbini cehennem yâranından olmaları için çağırır durur.

56:90
Eğer kutlu, uğurlu kişilerdense,

56:91
\"Selam sana kutlu ve uğurlu kişilerden!\" denir ona.

2:119
İnan olsun ki, biz seni hak üzere bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennem ehlinden sorgusuale çekilmeyeceksin/cehennem yâranından sen sorumlu değilsin.

7:47
Gözleri ateş halkı tarafına çevrildiğinde de şöyle yakardılar: \"Ey Rabbimiz, bizleri, zalimler topluluğuyla birleştirme!\

67:10
Ve derler ki: \"Eğer söz dinleseydik yahut aklımızı çalıştırsaydık şu çılgın ateşin dostları arasında olmazdık.\

60:13
Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir toplulukla dostluk kurmayın! Çünkü bunlar âhiretten ümitlerini kesmişlerdir. Tıpkı, kabir halkından olan inkârcıların, ümitlerini kestikleri gibi...

   aṣḥābihim   (1)

51:59
Şu bir gerçek ki, zulmedenlerin, tıpkı arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. O halde acele etmesinler.

   bi-aṣḥābi   (1)

105:1
Görmedin mi ne yaptı Rabbin fil yâranına!

   biṣāḥibikum   (1)

34:46
De ki: \"Size, bir tek şey öğütleyeceğim: Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkın, sonra da iyice düşünün!\" Arkadaşınızda cinnetten eser yok! O, şiddetli bir azap öncesinde sizi uyaran bir kişiden başkası değil.

   biṣāḥibihim   (1)

7:184
Düşünmediler mi ki, o arkadaşlarında cinnetten eser yok. Apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir o.

   tuṣāḥib'nī   (1)

18:76
Mûsa dedi ki: \"Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Vallahi, öyle bir durumda benden ayrılmakta mazur sayılacaksın.\

   ṣāḥibatan   (1)

72:3
\"Rabbimizin adı/kudreti/işi/gayreti çok yücedir. O, ne bir dişi dost edinmiştir ne de bir çocuk.\

   ṣāḥibatun   (1)

6:101
Gökleri ve yeri yaratıp donatan Bedî' O'dur! Nasıl çocuğu olur O'nun, kendisinin bir eşi olmadı ki! Her şeyi O yarattı ve her şeyi en iyi şekilde bilen de O'dur!

   ṣāḥibukum   (2)

53:2
Ki arkadaşınız ne saptı ne de azdı.

81:22
Ve arkadaşınız bir cin çarpmış değildir.

   ṣāḥibuhu   (1)

18:37
Kendisiyle konuşan arkadaşı ona dedi ki: \"Sen, seni topraktan, sonra meniden yaratıp sonra da bir adam olarak biçimlendiren kudrete nankörlük mü ettin?\

   ṣāḥibahum   (1)

54:29
Arkadaşlarını çağırdılar, o da hançerini kapıp deveyi boğazladı.

   fa-aṣḥābu   (1)

56:8
İşte uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı?

   kaṣāḥibi   (1)

68:48
Artık, Rabbinin hüküm vermesi için sabret! Balığın dostu Yûnus gibi olma! Hani o, öfkelendirilmiş bir halde yakarmıştı.

   li-aṣḥābi   (2)

67:11
Günahlarını işte böyle itiraf ettiler. Çılgın ateşin halkına böyle kahır yaraşır.

56:38
Uğur ve mutluluk yâranı için.

   liṣāḥibihi   (1)

9:40
Eğer siz ona yardım etmezseniz bilin ki, Allah ona zaten yardım etmişti. Hani, küfredenler onu iki kişinin ikincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada bulundukları bir sırada arkadaşına şöyle diyordu: \"Tasalanma, Allah bizimle!\" Bunun üzerine Allah ona sükûnet indirmiş ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de küfre sapanların sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın ta kendisidir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

18:34
Adamın başka bir geliri de vardı. Bu yüzden, arkadaşlarıyla konuştuğu bir sırada ona şöyle demişti: \"Ben, malca senden zengin, insan unsuru bakımından da güçlü ve onurluyum.\

   wa-aṣḥāba   (2)

25:38
Âd'ı, Semûd'u, Ress, halkını ve bunlar arasında birçok nesilleri yere batırdık.

29:15
Biz, Nûh'u ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi âlemlere ibret yaptık.

   wa-aṣḥābu   (2)

56:9
İşte şomluk ve bunalım yâranı. Nedir şomluk ve bunalım yâranı?

59:20
Ateşin dostlarıyla cennetin dostları bir olmaz. Cennetin dostları, kurtuluşu/zaferi elde edenlerin ta kendileridir.

22:44
Medyen halkı da. Mûsa da yalanlanmıştı da ben, inkârcılara biraz süre vermiş sonra hepsini yakalamıştım. Nasılmış benim azabım!

38:13
Semûd, Lût kavmi, o sık ağaçları besleyen su kaynağının sahipleri Eykeliler de. İşte onlar da böyle hiziplerdi.

50:12
Onlardan önce Nûh kavmi, Ress halkı, Semûd kavmi yalanlamıştı.

50:14
Eykeliler, Tübba' kavmi de. Hepsi resulleri yalanladı da duyurulan azap hak oldu.

56:27
Uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı?

56:41
Ve şomluk ve uğursuzluk yâranı. Nedir şomluk ve uğursuzluk yâranı?

   wa-aṣḥābi   (1)

9:70
Gelmedi mi onlara kendilerinden öncekilerin haberi: Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un, İbrahim kavminin, Medyen halkının ve altı üstüne gelmiş kentlerin. Resulleri onlara açık-seçik ayetler getirmişti. Allah onlara zulmediyor değildi; aksine, öz benliklerine onlar zulmediyorlardı.

   wal-ṣāḥibi   (1)

4:36
Allah'a ibadet edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez.

   waṣāḥibatihi   (2)

70:12
Eşini, kardeşini,

80:36
Eşinden, oğullarından.

   waṣāḥib'humā   (1)

31:15
Eğer onlar, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada örfe uygun geçin; ama bana yönelenin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz banadır. Yapıp ettiklerinizi size haber vereceğim.

   yāṣāḥibayi   (1)

12:39
\"Ey benim zından arkadaşlarım! Parçalara bölünüp fırkalaşmış rabler mi daha hayırlıdır, Vâhid ve Kahhâr olan Allah mı?\

12:41
\"Ey benim zından arkadaşlarım! Rüyanıza gelince: Bir taneniz rab edindiği kişiye şarap sunacak. Ötekiniz ise asılacak da kuşlar başından yiyecek. Hakkında fetva sorduğunuz iş, böyle hükme bağlanmıştır.\

   yuṣ'ḥabūna   (1)

21:43
Yoksa onların; kendilerini bize karşı siperleyecek tanrıları mı var? Ne kendilerine yardıma güç yetirebilirler ne de bizden bir dostluğa muhatap olurlar.

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...