←Prev   Mim-Ra-Elif  Next→ 

م ر أ
Mim-Ra-Elif
Kökün genel değeri.
kişi , erkek , bir adam , bir kadın, bir hanım , kadın?, hanımı , hanımı , kadını , senin hanımın (kadının) , onun karısı (hanımı) , onun hanımı , benim kadınım , iki kadın , kişi erkek ise , herbiri , eşine, hanımına (onun eşine) , boğazdan kolayca geçen, afiyet verici , ve kadın, hanım , ve hanımı , ve iki kadın , ve onun eşi, hanımı (kadını) , ve benim kadınım
   l-maru   (2)

78:40
Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. Bir gündedir ki o, kişi kendi ellerinin önden gönderdiğine bakar ve küfre sapan şöyle der: \"Keşke toprak olsaydım!\"

80:34
Bir gün ki o, kişi öz kardeşinden kaçar,

   l-mari   (2)

2:102
Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût adlı iki melek/iki melik üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysaki o iki melek, \"Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!\" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın âhirette hiçbir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi!

8:24
Ey iman sahipleri! Sizi, size hayat verecek şeye çağırdığında, Allah'a da resule de \"Buyur deyin!\" Şunu da bilin ki, Allah kişi ile kalbinin arasına girer. Ve bilin ki, en son O'nun huzurunda haşredileceksiniz.

   im'ra-a   (1)

19:28
\"Ey Harun'un kızkardeşi! Baban kötü bir adam değildi. Annen de bir kahpe değildi.\

   im'ri-in   (2)

74:52
İçlerinden her kişi de istiyor ki, kendisine açılıp saçılmış sayfalar verilsin.

24:11
O ifki/yalan haberi/iftirayı getirenler, içinizden bir gruptur. Onu sizin için şer sanmayın. Aksine, o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye o günahtan kazandığı vardır. Onların, günahın büyüğünü yönetenine de büyük bir azap vardır.

70:38
Onlardan herbiri nimet bahçesine konulacağını mı umuyor?

80:37
O gün onlardan her kişinin kendisine yetecek bir uğraşı vardır.

52:21
İman edip zürriyetleri de imanda kendilerine uyanların, soy-soplarını da kendilerine katmışızdır. Ve kendi amellerinden kendilerinin hiçbir şeyini eksiltmemişizdir. Her kişi, kazandığı karşılığında bir rehindir.

   im'ru-on   (1)

4:176
Fetva istiyorlar senden. De ki: \"Allah size, ana-babasız ve çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva veriyor: 'Çocuğu olmayan, bir kız kardeşi bulunan kişi öldüğünde, onun terekesinin yarısı kız kardeşindir. Böyle bir kişi, çocuğu olmayan kız kardeşi öldüğünde, onun terekesinin tamamına mirasçı olur. Eğer ölenin iki kız kardeşi varsa terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer mirasçılar, kadın-erkek, birçok kardeşlerse bu durumda erkek kardeşe, iki kız kardeşin payı kadar verilir.' Allah size açık-seçik bildiriyor ki sapmayasınız. Allah, her şeyi gereğince bilmektedir.

   im'ra-atan   (1)

27:23
\"Sabâlılara hükmeden bir kadın buldum. Kendisine herşeyden bir pay verilmiş, kocaman bir tahtı var.\

   im'ra-atun   (2)

4:128
Eğer bir kadın,kocasının sadakatsizliğinden,yahut kendisine sırt çevirmesinden endişe ederse aralarını bir barış girişimiyle düzeltmelerinde kendileri için bir sakınca yoktur. Ve barış hep hayırdır. Nefisler, cimrilik ve doymazlığa hazır hale getirilmiştir. Güzel davranır, sakınıp korunursanız Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdar olacaktır.

4:12
Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısı sizindir, eğer onların çocuğu yoksa. Eğer onların çocuğu varsa, vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden herbirine altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bire ortaktırlar. Kimseye zarar verilmemelidir. Allah'tan bir öneridir bu. Allah Alîm'dir, Halîm'dir.

   im'ra-ata   (1)

66:10
Allah, küfre sapanlarla ilgili olarak Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki barışçı kulun nikâhı altında idiler, onlara hıyanet ettiler de eşleri, Allah'tan onlara gelecek olanı hiçbir şeyle geri çeviremediler. Şöyle dendi onlara: \"Girin ateşe diğer gireceklerle birlikte!\

66:11
Allah, iman edenlerle ilgili olarak da Firavun'un karısını örnek verdi. Hani, o şöyle demişti: \"Ey Rabbim! Benim için katında, cennette bir barınak yap; beni, Firavun'dan, onun yapıp ettiğinden kurtar; beni zulme sapmış topluluktan da kurtar.\

   im'ra-atu   (2)

12:30
Şehirde bazı kadınlar şöyle konuştular: \"Azîz'in karısı, genç uşağının nefsinden gönlünü eğlendirmek istemiş. Aşktan yüreğinin zarı delinmiş. Öyle anlıyoruz ki, kadın tam bir çılgınlığa düşmüş.\

12:51
Kral dedi: \"Yûsuf'un nefsinden murat almak istediğinizde, derdiniz ne idi?\" Dediler ki: \"Allah şahit, biz onun hiçbir kötülüğünü bilmiyoruz.\" Aziz'in karısı dedi ki: \"İşte şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onunla gönül eğlendirmek istemiştim. O, özü-sözü doğru insanlardandı.\

28:9
Firavun'un karısı şöyle dedi: \"Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır bu. Öldürmeyin onu, bize yararı olabilir, yahut onu çocuk ediniriz.\" Onlar işin farkında olmuyorlardı.

3:35
Hani, İmran'ın karısı şöyle demişti: \"Rabbim, karnımdakini özgür bir biçimde sana adadım; onu benden kabul et! Kuşkusuz,sen, evet sen, her şeyi duyan, her şeyi bilensin!\

   im'ra-ataka   (1)

29:33
Elçilerimiz Lût'a gelince, onlar yüzünden fenalaştı, eli-kolu birbirine dolandı. \"Korkma, tasalanma dediler, biz seni de aileni de kurtaracağız. Ama karın, azaba terk edilenlerden olacaktır.\

11:81
Melekler dediler: \"Biz senin Rabbinin elçileriyiz. Sana asla el süremezler. Gecenin bir yerinde aileni götür. İçinizden hiç kimse geri kalmasın; karın müstesna. O, ötekilere çatan belaya çarptırılacaktır. Onların azap vakti, sabah vaktidir. Sabah da ne kadar yakın, değil mi?\

   im'ra-atahu   (1)

27:57
Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık. Karısı hariç. Onu, arkada kalanlardan biri olarak takdir etmiştik.

29:32
İbrahim dedi: \"Ama orada Lût var.\" Dediler: \"Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan olacak.\

15:60
\"Lût'un karısı hariç. O günahkârlarla geride kalacaktır. Öyle takdir ettik.\

7:83
Biz de onu ve ailesini kurtardık. Karısı müstesna. O, geriye kalıp yere geçenlerden oldu.

   im'ra-atuhu   (1)

51:29
Derken, karısı bir çığlık içinde döndü; yüzüne vurarak şöyle dedi: \"Ben, doğurma yaşını geçmiş bir kocakarıyım!\

   im'ra-atī   (1)

19:5
\"Ben, arkamdan gelecek yakınlarımdan endişe ediyorum. Karımsa kısır. O halde, katından bana bir dost bağışla;

19:8
Dedi: \"Rabbim, benim için oğul nasıl söz konusu olur? Karım, doğurganlığını yitirmiştir, bense yaşlılığın gerçekten en ileri basamağına ulaştım.\

   im'ra-atayni   (1)

28:23
Medyen suyuna ulaştığında, su başında halktan bir grup gördü. Hayvanlarını suluyorlardı. Biraz ötelerinde çekingen bir halde duran iki kadın fark etti. \"Derdiniz nedir?\" dedi. \"Şu çobanlar çekilip gidinceye kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Üstelik babamız da ileri yaşta bir ihtiyardır.\" dediler.

   li-im'ra-atihi   (1)

12:21
Onu satın alan Mısırlı, karısına şöyle dedi: \"Ona iyi bak, kendisine güzel bir yer hazırla. Bize yararı dokunabilir. Belki de evlat ediniriz onu.\" İşte bu şekilde biz Yûsuf'a yeryüzünde imkân verip o toprağa yerleştirdik ki, ona olayların/haberlerin yorumunu öğretelim. Allah, kendi emrine Gâlib'dir/kendi emrine hükmeder. Ama insanların çokları bilmiyorlar.

   marīan   (1)

4:4
Kadınlara mehirlerini nazik ve cömert bir şekilde örf ve çevrenin kabullerine uygun olarak verin. Eğer ondan birazını kendileri kişisel istekleriyle size sunmuşlarsa artık onu içinize sine sine yiyin.

   wa-im'ra-atan   (1)

33:50
Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu... Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

   wa-im'ra-ata   (1)

66:10
Allah, küfre sapanlarla ilgili olarak Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki barışçı kulun nikâhı altında idiler, onlara hıyanet ettiler de eşleri, Allah'tan onlara gelecek olanı hiçbir şeyle geri çeviremediler. Şöyle dendi onlara: \"Girin ateşe diğer gireceklerle birlikte!\

   wa-im'ra-atāni   (1)

2:282
Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabbinden korksun da borcundan hiçbir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf-çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu kadınlardan biri şaşırırsa/unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret sözkonusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alış-veriş yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir.

   wa-im'ra-atuhu   (1)

11:71
Orada dikilmekte olan karısı güldü. Bunun üzerine ona İshak'ı müjdeledik, İshak'ın arkasından da Yakub'u.

111:4
Karısı da,

   wa-im'ra-atī   (1)

3:40
Dedi ki: \"Rabbim, benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme binmiş, karım ise kısır!\" Allah cevap verdi: \"Allah, dilediği şeyi işte böyle yapar!\

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...