←Prev   Ye-Kaf-Nun  Next→ 

ى ق ن
Ye-Kaf-Nun
Kökün genel değeri.
yakîn hasıl edenler(den) , yakîn , yakîn’dir (yakîn olan haktır, kesin olarak gerçektir) , yakîn sahibi olanlar , kesin inanırsınız, yakîn hasıl edersiniz , yakîn hasıl edenler için , (diye) yakîn sahibi olsunlar için , yakîn hasıl edenler , yakîn (kesin) olarak inananlar, yakîn hasıl ederek inananlar , ve onu yakîn olarak bildiler (inandılar) , yakîn olan, kesin olan , kesinlikle , yakîn hasıl ederler (kesin olarak inanırlar)
   l-mūqinīna   (1)

6:75
Böylece biz İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk ki, gerçeği görüp bilerek inananlardan olsun.

   l-yaqīnu   (1)

15:99
Sana şaşmaz ve kesin bilgi gelinceye kadar Rabbine ibadet et!

74:47
\"Nihayet, tartışılmaz ve karşı çıkılmaz bilgi önümüze dikildi.\

   l-yaqīni   (2)

102:5
İş, sizin bildiğiniz gibi değil! Ne olurdu, şaşmaz ve aldatmaz bir bilgiyle bilseydiniz!

102:7
Yine yemin olsun, onu gözünüzle apaçık göreceksiniz!

69:51
Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir.

56:95
İşte budur, o tartışmasız, o kesin gerçek!

   bimus'tayqinīna   (1)

45:32
Hani, size, \"Hiç kuşkusuz, Allah'ın vaadi haktır, kıyamet saatinde de şüphe yoktur\" dendiğinde, siz şöyle demiştiniz: \"Saat nedir, bilmiyoruz. Sadece bir şeyler var sanıyoruz; kesin bir bilgimiz olmadığı için inanmıyoruz.\

   tūqinūna   (1)

13:2
Allah odur ki, gökleri direksiz yükseltmiştir; görüyorsunuz onları... Sonra arş üzerine egemen olmuştur. Güneş'i ve Ay'ı da boyun eğdirmiştir. Bunların tümü belirlenmiş bir vakte kadar akar dururlar. Oluşu yönlendirir, çekip çevirir O... Ayetleri birer birer gözler önüne serer ki, Rabbinize kavuşacağınıza açık-seçik inanasınız.

   lil'mūqinīna   (1)

51:20
Yeryüzünde ayetler vardır görürcesine bilenler için.

   liyastayqina   (1)

74:31
Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; \"Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?\" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir.

   mūqinūna   (1)

32:12
Günahkârları, Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş olarak şöyle derken bir görsen: \"Rabbimiz; gördük, duyduk, geri gönder bizi ki, barışa/hayra yönelik iyi iş yapalım. Artık kesin olarak inanıyoruz.\

   mūqinīna   (2)

26:24
Dedi: \"Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbi. Eğer iyice anlayıp inanıyorsanız.\

44:7
Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbidir O, eğer görürcesine biliyor iseniz.

   wa-is'tayqanathā   (1)

27:14
Zulüm ve böbürlenmeyle, ona karşı çıktılar. Oysaki öz benlikleri, onun gerçekliğine kanaat getirmişti. Bak da gör, nasıl olmuştur o bozguncuların sonu!

   yaqīnin   (1)

27:22
Az sonra Hüdhüd gelip şöyle dedi: \"Senin fark edemeyeceğin bir şeyi fark ettim ve sana Sabâ'dan parlak bir haber getirdim.\

   yaqīnan   (1)

4:157
\"Biz, Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük\" demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu kesinlikle öldürmediler.

   yūqinūna   (8)

32:24
Sabrettikleri zaman içlerinden, bizim emrimizle doğru yola ileten önderler çıkarmıştık. Onlar bizim ayetlerimize gereğince inanıyorlardı.

2:118
Bilgiden yoksun olanlar dedi ki: \"Allah bizimle konuşsaydı yahut bize bir mucize gelseydi ya! ...\" Onlardan öncekiler de aynen onların dediği gibi demişti. Kalpleri birbirine benzemiştir. Biz ayetleri, gerçeği apaçık bilmek isteyenler için iyiden iyiye açıklamışızdır.

31:4
Ki onlar namazı/duayı yerine getirirler, zekâtı verirler. Ve onlar âhirete de gözle görmüşçesine inanırlar.

27:3
O müminler ki, namazı/duayı yerine getirirler, zekâtı verirler. Ve âhirete tam bir biçimde inananlar da onlardır.

45:20
Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.

30:60
O halde, sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. İmanı kemale ermemişler seni hafifliğe sevk etmesinler/seni küçümseyemeyeceklerdir.

27:82
O söz tepelerine indiğinde, yeryüzünden onlar için bir dâbbe/debelenir gibi yürüyen bir canlı çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.

2:4
Hem sana vahyedilene hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Âhireti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır.

52:36
Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır, onlar gerekli bilgiye ulaşamıyorlar!

5:50
Yoksa cahiliye devrinin hükmünü mü arıyorlar? Gerçeği görebilen bir toplum için, Allah'tan daha güzel hüküm veren kim vardır?

45:4
Ve sizin yaratılışınızda, her yana yaydığı canlılarda, kesinliği yakalayan bir topluluk için ibretler, işaretler vardır.

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...