←Prev   Sin-Kaf-Ye  Next→ 

س ق ى
Sin-Kaf-Ye
Kökün genel değeri.
ondan su istediği , suya kavuşmayı istedi , su kabı , içirilir, sulanır , sulamak , su verdi (suladı) , sen suladın , böylece onunla sizi suladık , o zaman, böylece suladı, içirdi , bundan sonra sakilik yapacak (içecek sunacak) , elbette, mutlaka onları suladık , biz sularız, sulayabiliriz , sizi sularız, size içiririz , ve sizi biz suladık (içecek su verdik) , ve onlara içecek sundu , ve sulandılar, içirildiler , ve onu sulayınız , ve onu sularız , ve içirilir, sulanır, içecek sunulur , ve içirirler , ve beni sulayan, içiren , suluyor, su alıyor , sulanır, içirilir, sunulur , sulanır
   is'tasqāhu   (1)

7:160
Biz onları, on iki torun kabileye ayırdık. Toplumu kendisinden su istediğinde de Mûsa'ya, \"Asanı taşa vur!\" diye vahyettik. Taştan, on iki göze fışkırdı. Her oymak, su içeceği yeri belledi. Onların üzerlerine bulutları gölgelik yaptık, kendilerine kudret helvası ve bıldırcın indirdik. \"Yiyiniz size verdiğimiz rızıkların temizlerinden.\" Onlar bize zulmetmediler, ama öz benliklerine zulmediyorlardı.

   is'tasqā   (1)

2:60
Bir zamanlar Mûsa, toplumu için su istemişti de biz, \"Değneğinle şu taşa vur!\" demiştik. Taştan hemen oniki göze fışkırmıştı. Her bölük insan kendilerine özgü su kaynağını bilmişti. \"Allah'ın rızkından yiyin, için; yeryüzünde bozgunculuk yaparak şuna buna saldırmayın.\" demiştik.

   l-siqāyata   (1)

12:70
Yûsuf, kardeşlerinin yüklerini hazırlatırken su kabını öz kardeşinin yükü içinde koydu. Sonra bir ünleyici şöyle haykırdı: \"Ey kafile, siz herhalde hırsızlık ettiniz!\

   tus'qā   (1)

88:5
Ateşimsi bir kaynaktan sulanırlar.

   tasqī   (1)

2:71
Cevap verdi Mûsa: \"Allah diyor ki, bahsettiğim, boyunduruk yememiş bir inektir; toprağı sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandır. Alaca yoktur onda.\" Dediler ki: \"İşte şimdi gerçeği getirdin.\" Ve ardından onu boğazladılar, az kalsın yapmayacaklardı.

   siqāyata   (1)

9:19
Siz; hacı sakalığını, Mescid-i Haram tamirciliğini, Allah'a ve âhiret gününe inanıp Allah yolunda cihat eden kişinin yaptığıyla bir mi tuttunuz? Allah katında bir olmazlar bunlar. Allah, zulüm sergileyenler topluluğuna kılavuzluk etmez.

   saqayta   (1)

28:25
Tam o sırada kadınlardan biri, utangaç bir tavırla yürüyerek ona geldi. Dedi: \"Babam, bizim için yaptığın sulamaya karşılık sana birşeyler vermek üzere seni çağırıyor.\" Mûsa gelip ihtiyara hikâyeyi anlatınca, o dedi ki: \"Korkma, artık zalimler topluluğundan kurtuldun.\

   fa-asqaynākumūhu   (1)

15:22
Rüzgârları dölleyiciler olarak gönderdik; gökten bir su indirdik de onunla sizi suvardık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz.

   fasaqā   (1)

28:24
Bunun üzerine Mûsa, onların sulama işini yaptı. Sonra gölgeye çekilip şöyle dedi: \"Rabbim, bana indireceğin her nimeti bekleyen bir çaresizim.\

   fayasqī   (1)

12:41
\"Ey benim zından arkadaşlarım! Rüyanıza gelince: Bir taneniz rab edindiği kişiye şarap sunacak. Ötekiniz ise asılacak da kuşlar başından yiyecek. Hakkında fetva sorduğunuz iş, böyle hükme bağlanmıştır.\

   la-asqaynāhum   (1)

72:16
Eğer yolda, kıvamında yürüselerdi, onları bol bir su ile suvarırdık,

   nasqī   (1)

28:23
Medyen suyuna ulaştığında, su başında halktan bir grup gördü. Hayvanlarını suluyorlardı. Biraz ötelerinde çekingen bir halde duran iki kadın fark etti. \"Derdiniz nedir?\" dedi. \"Şu çobanlar çekilip gidinceye kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Üstelik babamız da ileri yaşta bir ihtiyardır.\" dediler.

   nus'qīkum   (2)

23:21
Davarlarda da sizin için elbette bir ibret vardır! Onların karınlarındakilerden size içiriyoruz. Onlarda sizin için birçok yarar var. Onlardan yiyorsunuz da.

16:66
Hayvanlarda da sizin için kesin bir ibret vardır. Size onların karınlarından, fışkı ile kan arasından halis bir süt içiriyoruz ki, içenlerin boğazlarından kayar gider.

   wa-asqaynākum   (1)

77:27
Orada oturaklı, başını yücelere kaldırmış dağlar oluşturduk. Ve size tatlı bir su içirdik.

   wasaqāhum   (1)

76:21
Üzerlerinde yeşil-ince ipeklerle, sırmalı, kalın ipeklerden giysiler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Ve Rableri onlara tertemiz bir içki ikram etmiştir.

   wasuqū   (1)

47:15
Sakınanlara vaat olunan cennetin durumu şöyledir: Orada, bozulmayan sudan ırmaklar; tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme bir baldan oluşan nehirler var. Ve orada kendileri için her türlü meyvenin yanında, Rablerinden bir de bağışlanma var. Bu nimetler içindekiyle, uzun süre ateşte kalıp da içirildiği sıcak su tarafından bağırsakları parçalanan kimse aynı olur mu?

   wasuq'yāhā   (1)

91:13
Allah'ın elçisi onlara şöyle demişti: \"Allah'ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun.\

   wanus'qiyahu   (1)

25:49
Ki onunla ölü bir beldeyi diriltelim ve onunla, yarattıklarımızdan bir takım hayvanları ve birçok insanları suvaralım.

   wayus'qawna   (1)

76:17
Orada kendilerine karışımı zencefil olan bir kadehten içirilir.

   wayus'qā   (1)

14:16
Ardından da cehennem. İrinli bir sudan içirilecekler.

   wayasqīni   (1)

26:79
\"O'dur beni doyuran, suvaran.\

   yasqūna   (1)

28:23
Medyen suyuna ulaştığında, su başında halktan bir grup gördü. Hayvanlarını suluyorlardı. Biraz ötelerinde çekingen bir halde duran iki kadın fark etti. \"Derdiniz nedir?\" dedi. \"Şu çobanlar çekilip gidinceye kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Üstelik babamız da ileri yaşta bir ihtiyardır.\" dediler.

   yus'qawna   (1)

83:25
Katıksız, damgalı bir içecekten içirilirler,

   yus'qā   (1)

13:4
Yeryüzünde birbirine sırt vermiş komşu kıtalar, üzümlerden bahçeler, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, bir tek suyla sulanırlar. Biz bunların, yemişlerde bir kısmını diğer bir kısmına üstün kıldık. Bütün bunlarda aklını çalıştıran bir topluluk için elbette ki ibretler vardır.

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...