←Prev   Nun-Ze-Ayn  Next→ 

ن ز ع
Nun-Ze-Ayn
Kökün genel değeri.
nizaya, anlaşmazlığa, ihtilâfa düştünüz , tartışın, nizaya düşün , çekip alır, söküp atar, havaya fırlatıp atar , böylece, artık tartıştılar, istişare yaptılar, görüştüler , elbette, mutlaka alacağız, ayıracağız , soyup atan, yakıp kavuran , onu biz çekip aldık , andolsun, yemin olsun kuvvetle, söke söke çekip alanlar , ve nizâya (anlaşmazlığa) düştünüz , geri alırsın , ve elbette anlaşmazlığa (nizaya) düşerdiniz , ve çekip çıkardı , ve çekip aldık , çekişiyorlar, niza ediyorlar , öyleyse seninle niza etsinler, çekişsinler , çıkarır, soyar ikisinden
   tanāzaʿtum   (1)

4:59
Ey iman sahipleri! Allah'a itaat edin. Resule ve sizin içinizden olan/sizin seçtiğiniz hüküm ve yetki sahiplerine de itaat edin. Sonra bir şeyde tartışmaya girdiniz mi, eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, onu Allah'a ve resule arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı hem de sonuç bakımından daha güzeldir.

   tanāzaʿū   (1)

8:46
Allah'a ve resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; yoksa korkuya kapılırsınız, rüzgârınız kesilir. Sabredin; Allah sabredenlerle beraberdir.

   tanziʿu   (1)

54:20
İnsanları, köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu.

   fatanāzaʿū   (1)

20:62
Bunun üzerine işlerini aralarında tartıştılar, fısıltıyı koyulaştırdılar.

   lananziʿanna   (1)

19:69
Sonra her gruptan, Rahman'a karşı kafa tutmada daha şiddetli davrananlar kimlerse, onları ayıracağız.

   nazzāʿatan   (1)

70:16
Yakar-kavurur deriyi/koparıp götürür kolu-bacağı.

   nazaʿnāhā   (1)

11:9
İnsana bizden bir rahmet tattırıp sonra onu ondan çekip alsak, insan elbette çok ümitsiz, çok nankör bir hale düşer.

   wal-nāziʿāti   (1)

79:1
Yemin olsun, çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara,

   watanāzaʿtum   (1)

3:152
Yemin olsun ki, siz onları Allah'ın izniyle öldürmekteyken, Allah size vaadini doğrulamıştı. Nihayet,siz korkuya kapıldınız, yapılacak iş hususunda çekiştiniz. Ve Allah, sevdiğiniz şeyi size gösterdikten sonra isyan ettiniz. İçinizden bir kısmı dünyayı istiyordu, bir kısmınız ise âhireti istiyordu. Sonra sizi imtihan etmek için onlardan uzaklaştırdı. Yemin olsun, sizi affetmişti. Allah, müminlere karşı lütuf sahibidir.

   watanziʿu   (1)

3:26
Şöyle yakar: \"Ey mülkün/saltanatın Mâlik'i/sahibi olan Allahım! Sen mülkü/saltanatı dilediğine verir, mülkü/ saltanatı dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltip aziz edersin, dilediğini alçaltıp zelil kılarsın. İmkân, mal ve nimet senin elindedir. Sen, her şeye kadirsin.\

   walatanāzaʿtum   (1)

8:43
Allah onları sana uykunda az gösteriyordu. Eğer onları sana çok gösterseydi, yılgınlığa düşer, işi kotarmada çekişmeye başlardınız. Ama Allah, sizi selamete çıkardı. O, göğüslerin içindekini çok iyi bilir.

   wanazaʿa   (1)

7:108
Elini çekip çıkardı; birden o el, bakanların önünde bembeyaz kesildi.

26:33
Elini çıkardı, o da anında seyredenler önünde bembeyaz kesildi.

   wanazaʿnā   (3)

15:47
Göğüslerindeki düşmanlığı çekip almışızdır. Köşkler/divanlar üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olmuşlardır.

7:43
Göğüslerinde düşmanlıktan ne varsa söküp atmışızdır. Irmaklar akar altlarından. Şöyle derler: \"Hamt olsun bizi buraya ulaştıran Allah'a. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. Yemin olsun ki, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler.\" Şöyle seslenilir: \"İşte size, yaptıklarınıza karşılık mirasçı kılındığınız cennet!\

28:75
Her ümmetten bir tanık çıkarmış da şöyle demişizdir: \"Getirin susturucu kanıtınızı!\" Bunun üzerine onlar hakkın Allah'a ait olduğunu bilmişlerdir. O iftira aracı yaptıkları şeyler de onları yüzüstü koyup kaybolmuşlardır.

   yatanāzaʿūna   (2)

18:21
Böylece insanları onlar hakkında bilgilendirdik ki, Allah'ın vaadinin hak, kıyamet saatinin de kuşkusuz olduğunu bilsinler. Çünkü onlar, aralarında mağara yaranının durumunu tartışıyorlardı. \"Onların üstüne bir bina kurun.\" dediler. Rableri onları daha iyi bilir. Onlar hakkında görüşleri galip gelenlerse şöyle dediler: \"Üzerlerine mutlaka bir mescit edineceğiz.\

52:23
Orada bir kadeh tokuştururlar ki, içinde ne bir boş laf var ne de günaha sokuş.

   yunāziʿunnaka   (1)

22:67
Her ümmet için biz, bir ibadet şekli/bir ibadet yeri belirledik; onlar, onu izlerler. Artık bu iş konusunda seninle çekişmesinler. Sen de Rabbine davet et/dua et. Sen, elbette ki şaşırtmadan yol aldıran bir kılavuzun ardındasın.

   yanziʿu   (1)

7:27
Ey âdemoğulları! Şeytan, ana-babanızı, edep yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sakın size de bir fitne musallat etmesin. Çünkü o ve kabilesi sizi, onları göremeyeceğiniz yerden görürler. Biz o şeytanları, inanmayanlara dostlar yaptık.

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...