←Prev   Ğayn-Dal-Vav  Next→ 

غ د و
Ğayn-Dal-Vav
Kökün genel değeri.
erkenden gitmek, gitmek , sabahleyin , sabah ile, sabah vakti , yarın , sabah kahvaltımız , sabah , sabah erken , onun sabah gidişi , yarın için , ve sabah erkenden gittiler
   igh'dū   (1)

68:22
\"Hadi, eğer biçecekseniz ekininize erken gidin.\

   bil-ghadati   (1)

18:28
Benliğini, sabah-akşam yüzünü isteyerek rablerine yalvaranlarla beraber tut. İğreti dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırıp uzaklaştırma. Ve sakın, kalbini bizim zikrimizden/Kur'anımızdan gafil koyduğumuz, boş arzularına uymuş kişiye boyun eğme. Böylesinin işi hep aşırılıktır.

6:52
Sabah akşam, yüzünü isteyerek Rablerine yalvarıp yakaranları kovma! Onların hesabından bir şey sana ait olmadığı gibi, senin hesabından bir şey de onlara ait değildir. O halde onları kovarsan zalimlerden olursun.

   bil-ghuduwi   (1)

24:36
Kandil, Allah'ın yükseltilmesine ve içinde adının anılmasına izin verdiği evlerdedir. Orada sabah-akşam O'nu tespih eder.

7:205
Rabbini, öz benliğinin içinde yalvarıp ürpererek, bağırtılı olmayan bir sesle sabah-akşam zikret. Sakın gafillerden olma!

13:15
Göklerde ve yerde kim varsa gölgeleriyle birlikte ister istemez ve sabah-akşam Allah'a secde eder.

   ghadan   (1)

12:12
\"Yarın onu bizimle gönder, gezip oynasın. Kuşkun olmasın biz onu çok güzel korur, gözetiriz.\

18:23
Hiçbir şey için, \"Ben bunu yarın kesinlikle yapacağım.\" deme.

31:34
O kıyamet saatine ilişkin bilgi Allah katındadır. Yağmuru O yağdırır. O, rahimlerde olanı da bilir. Hiçbir benlik yarın ne kazanacağını bilmez. Ve hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez. Allah Alîm'dir, Habîr'dir.

54:26
Yarın bilecekler, kimmiş yalancı küstah!

   ghadāanā   (1)

18:62
Orayı geçtiklerinde Mûsa, genç arkadaşına dedi ki: \"Hadi, getir şu sabah yemeğimizi. Vallahi bu yolculuğumuz yüzünden epey çektik.\

   ghadawta   (1)

3:121
Hani, sen ailenden erkenden ayrılmıştın da müminleri savaş için tutulması gereken noktalara yerleştiriyordun. Allah her şeyi çok iyi duyar, çok iyi bilir.

   ghuduwwan   (1)

40:46
Sabah-akşam, ateşe arz olunurlar. Kıyamet koptuğu gün de şöyle denir: \"Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun!\

   ghuduwwuhā   (1)

34:12
Süleyman için de sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay olan rüzgârı görevlendirdik. Onun için erimiş katran/bakır kaynağını sel gibi akıttık. Cinlerden öylesi vardı ki, Rabbinin izniyle onun önünde iş yapardı. Onlardan hangisi buyruğumuzdan yan çizse, alevli ateş azabını kendisine tattırdık.

   lighadin   (1)

59:18
Ey iman edenler! Allah'tan korkun! Ve her benlik, yarın için önden ne gönderdiğine bir baksın. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

   waghadaw   (1)

68:25
Sadece engellemeye, şiddete güçleri yeten kişiler olarak erkenden vardılar.

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...