←Prev   Vav-Kaf-Ayn  Next→ 

و ق ع
Vav-Kaf-Ayn
Kökün genel değeri.
o vakıa, o olay, o müthiş olay , mevkileri, yeri , düşmek , hemen yere kapanın (düşün) , yalandan yapıyorlar, sihir yapıyorlar, uyduruyorlar , elbette, mutlaka, kesinlikle tahakkuk edecektir, vuku bulacaktır, gerçekleşecektir , onun vuku bulmasını, gerçekleşmesini , ona düşecek olanlar (düştü) , düşen , vuku bulacak vaka (azap) , olmuştur , vuku buldu, oldu, gerçekleşti , ve vuku buldu, vaki oldu, yerine geldi , düşürür, sokar
   l-wāqiʿatu   (2)

56:1
O beklenen müthiş olay olduğunda,

69:15
İşte o gün, olması gereken olmuştur.

   bimawāqiʿi   (1)

56:75
İş onların sandığı gibi değil! Yıldızların doğup batma, kayıp düşme noktalarına yemin ediyorum.

   taqaʿa   (1)

22:65
Görmedin mi, Allah yeryüzündekileri ve denizde O'nun emriyle akıp giden gemileri sizin hizmetinize verdi. O'nun izni olmaksızın yerkürenin üstüne düşmemesi için göğü O tutuyor. Allah, insanlara karşı elbette Raûf, Rahîm'dir,

   faqaʿū   (1)

15:29
\"Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın.\

38:72
\"Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin!\

   fawaqaʿa   (1)

7:118
Böylece hak ortaya çıktı, onların yapıp ettikleri, işe yaramaz hale geldi.

   lawāqiʿun   (3)

51:6
Ve din, şaşmaz bir olgudur.

77:7
Ki size duyurulmuş olan mutlaka gerçekleşecektir.

52:7
Ki hiç kuşkusuz, senin Rabbinin azabı meydana gelecektir.

   liwaqʿatihā   (1)

56:2
Yoktur onun oluşunu yalanlayacak.

   muwāqiʿūhā   (1)

18:53
Suçlular, ateşi gördüler de onun içine düşeceklerini anladılar; fakat ondan kaçıp kurtulmaya bir yol bulamadılar.

   wāqiʿun   (2)

7:171
Bir zaman, dağı tepelerine bir gölgelik gibi çekmiştik de onu üstlerine düşüyor sanmışlardı. \"Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve içindekini hatırınızdan çıkarmayın ki korunabilesiniz.\

42:22
Kazandıkları, tepelerine inerken o zalimlerin korkudan titrediklerini göreceksin. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarsa cennetlerin bahçelerindedir. Rableri katında kendileri için, diledikleri herşey vardır. İşte budur o büyük lütuf.

   wāqiʿin   (1)

70:1
Soran birisi, geleceği kuşkusuz azabı sordu.

   waqaʿa   (5)

4:100
Kim Allah yolunda hicret ederse yeryüzünde, varıp sığınarak karşı harekete girişecek çok yer bulur; geniş bir imkân da bulur. Ve her kim, evinden Allan'a ve resulüne hicret niyetiyle çıkar da kendisine ölüm yetişirse onun ödülünü vermek Allah'a düşer. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

7:134
Pislik üzerlerine çökünce şöyle dediler: \"Ey Mûsa! Sana verdiği söze dayanarak Rabbine bizim için dua et! Şu pisliği üzerimizden kaldırırsa, sana kesinlikle inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte mutlaka göndereceğiz.\

7:71
Hûd dedi: \"Rabbinizden bir azap ve gazap indi ya! Haklarında Allah'ın hiçbir kanıt indirmediği, sadece atalarınızın ve sizin uydurduğunuz birtakım isimler hakkında mı benimle çekişiyorsunuz? Bekleyin bakalım, sizinle beraber ben de bekleyenlerdenim.\

27:82
O söz tepelerine indiğinde, yeryüzünden onlar için bir dâbbe/debelenir gibi yürüyen bir canlı çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.

10:51
O azap başınıza patladıktan sonra mı iman ettiniz! Şimdi mi? Hani onu aceleden isteyip duruyordunuz?

   waqaʿati   (2)

56:1
O beklenen müthiş olay olduğunda,

69:15
İşte o gün, olması gereken olmuştur.

   wawaqaʿa   (1)

27:85
İşledikleri zulümler yüzünden o söz tepelerine inmiştir; artık tek kelime söyleyemezler.

   yūqiʿa   (1)

5:91
Şeytan; uyuşturucu ve kumara sokularak aranıza düşmanlık ve şiddetli nefret yerleştirip sizi Allah'ı anmaktan, namazdan/duadan geri çevirmek ister. Artık son veriyorsunuz değil mi?

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...